Bugün seçim günü. Öncelikle seçimin ve seçim sonuçlarının ülkemiz için güzelliklere aracı olmasını dilerim. Avrupa’da en yüksek katılımlı seçim yapan ülkelerden biri olarak yine demokrasimize sahip çıkarak oy verme sorumluluğumuzu yerine getireceğimizi umuyorum. Malum seçim yasakları sebebiyle zülfü yâre dokunmamak için seçim sonrası için olası ekonomik gelişmeler için değerlendirmeleri paylaşacağım.
Seçim sonrasında ekonomik gelişmelerden en çok merak edileni dolar ve avronun yönü. Uzun süredir sokakta seçim sonrası dövizin patlama yapacağı söylentileri mevcut. Hatta televizyon ve internet üzerinden yayın yapan ekonomi programlarında bu beklentiyi dile getiren çokça uzman var. Bunun aksini savunanların en büyük dayanağı Merkez Bankasının para politikaları beyannamesindeki 27.Madde. Bu maddede kurul enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak politika faizlerinin arttırılmasına karar vermiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasında kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir.
Aslında her şey bu maddenin gerçekleştirilip gerçekleştirilememesi ile netleşecek. Merkez bankası bu kararını uygulayabilirse en azından döviz bir süre yatırım aracı olmaktan çıkacak. Ama diğer tarafta kuru baskı altında tutmak için yapılan hamleler piyasada karşılığını bulmazsa bir noktadan sonra devalüasyon gerçekleşmesi kaçınılmaz olacak. Seçim öncesi son işlem günü olan cuma gününde kurda sert yükselmelerin hızlıca söndürülmesini, adı her ne kadar serbest piyasa olsa da merkez bankasının kura müdahale ettiğinin kanıtı.
Bana öyle geliyor ki süperbono gibi yeni yöntemler devreye sokulmazsa dolarda düşüş beklemek fazla iyimserlik olur. Yabancı yatırımcı arayışları karşılığını bulmadı, ihracat istenilenden uzak. En büyük beklenti turizm. Turizm sektöründe uzman kişilerin görüşleri ise dövizin şu an ucuz olması. Bu kurla yabancı ülkelerle rekabette geri kaldığımız. Dolar-Avro bu seviyelerde kaldığı sürece hem yurtdışından gelen yabancı için pahalı kalıyoruz, hem de kendi vatandaşlarımızda tatilini yurtdışında geçirme arzusu yoğunlaşıyor. Zaten geçen yıl önemli bir turist potansiyelini İspanya, Yunanistan ve İtalya’ya kaptırdığımız ifade ediliyor. Yakın çevremizde bile bu paralarla Antalya’da tatil yapacağıma Yunan adalarına giderim diyen çok. Hele ki kapı vizelerinin açılması ile yerli turistin bir kısmının komşu ülkeye kaçması kaçınılmaz.
Bir finans uzmanının paylaşımında swap hariç net döviz rezervinin -65.1 milyar dolar olduğu ve turizm sezonu henüz başlamadığı için seçime kadar ertelenen merkez bankasının döviz toplama hamlesinin doları yükselteceği yönünde. Burada işte merkez bankasının olmak ya da olmamak hamlesi dövizin seyrini belirleyecek.
Peki, bu belirsizlikte bizim stratejimiz nasıl olmalı? Yazacaklarım kesinlikle yatırım tavsiyesi değildir. Ama faiz yüzde 8.5 iken ki rezerv miktarımızla faiz yüzde 50’ye çıktığındaki rezerv miktarımız aynı kalırken USD 18 TL’den 32 TL’ye ulaşmışsa uygulanan politikaların işe yaramadığını saptayabiliriz. USD an itibarıyla 32.40. Borsa Bist 100 endeksi 9142. Yani 282,1 dolar. Yıl içinde borsanın 310 dolara yaklaşıp 250 dolar seviyelerini gördüğümüzü düşünürsek borsamız aslında hala ucuz kabul edilebilir. Ama hele ki dövizde sert bir yükselme durumunda ise bedava konumuna düşebilir. Dövizde sert yükselme bekleyenlerin beklentisi doların en az 40 TL seviyesine ulaşacağı. Borsa endeksi bugünkü seviyede kalmış olsa 228 dolar seviyesine gelmiş olur ki bedavanın bedavası olarak kabul edebiliriz.
Sözün özü küçük yatırımcıysanız gelişmeleri sadece takip etmekte fayda var. Borsada fırsat bitmez sözüyle borsanın dolar bazlı diplerinde şirketlerimize ortak olmak en büyük getiriyi sağlayacaktır. Unutmayın enflasyonun yüksek olduğu her dönemde en büyük getiriyi borsa sağlamıştır. Ama mal alırken kazanılır gerçeğini unutmadan yapılan yatırımla.
Teşekkür ederiz Aybars'cım
Hocam oldukça doyurucu bir yazı olmuş.kaleminize sağlık.
" Herkes satarken almak, herkes alırken satmak " en akıllı kazanç yöntemidir diye düşünüyorum..