Ta ki Belçika’da Brugge kentinde tesadüfen karşılaştığımız Yunanistan ekibi PAOK taraftarına denk gelene dek tura katılan herkesin ortak söylemi Avrupa’nın ne denli gelişmiş, yeşil, insanlarının güler yüzlü ve nezaketli olduğuydu. Yerlerde hiçbir yerde çöp yoktu. Avrupa Ligi çeyrek final maçı için deplasman yapan PAOK taraftarı ile şehrin girişindeki otobüs park alanında karşılaşmamız ile gözlemler değişti.
Yıllar önce, Van’dan sonradan petrol mühendisi olacak bir kardeşim İzmir’e ziyarete gelmişti. Yemek için Bornova’da o zamanlar çok güzel döner yapan Kemal’in yerine gitmeye karar vermiştik. Bana ısrarla fiyatları soruyordu ki garsonlara da tekrar tekrar teyit ettirmişti. Döner o zamanki parayla 1000 Lira yanında kola içersen 1100 Lira. Arkadaş döner ve su istedi. Hesap ödemeye kalktığında 1050 lira dendiğinde hemen itiraz etti. Su için 50 lira talep edildiğini duyunca kıyameti kopardı: ‘Allah’ın suyundan da mı para alıyorsunuz’. Avrupa’da değil su, işemek de oldukça maliyetli.
Bir yolculuğa çıktığınızda özellikle kadınlarda tuvalet ihtiyacı ile ilgili büyük bir kaygı oluyor. Bu sebeple otobüs ara verdiği anda herkes öncelikle tuvaletlere koşuyor. Biz de benzin istasyonları, kafeler, umumi yerlerde bu ihtiyaç genelde ücretsiz olduğu halde yurtdışında çok yerde bu en az 1 avro ile ücretlendiriliyor. Otobüse dönerken, ya yolda tekrar gelir endişesi ile ikinci bir ödeme daha yapmak kaçınılmaz. Yarım litre suya iki avro ödediğinizi de hesaplarsak bir kişinin bir molada harcaması 4 avroya varıyor ve bizim aile için bu rakam 12 avro yani yaklaşık 500 TL oluyor.
Lafı uzattım. Brugge’a da vardığımızda kadınlar ve erkeklerin ilk yaptığı tuvaletlere koşmak oldu. Yan otobüsten inenler, ilk benim dikkatimi çekti. Eski model sayılabilecek bir otobüsten sadece erkekler iniyordu ve hepsi de siyah montluydu. Hele ki sonunda inen adam davul çalmaya başlayınca anladım ki bunlar bir takımın taraftarı. Rehberimizin futboldan yakın uzak ilgisi yok. Grubun dikkatini çekince onların Antwerp taraftarı olduğunu söylese de ben hemen itiraz ettim. Maçtan hiç haberim olmadığı halde, Perşembe olduğuna göre bunlar olsa olsa Avrupa kupası maçı için deplasman yapan bir takım ve bizlere bu kadar benzediklerine göre de olsa olsa Yunan ve siyah-beyaz atkıları olduğuna göre de tek ihtimal PAOK.
Kadınlar tuvaletinde diyaloglar da ilginç. Her durakta Avrupa’nın medeniyetini öven kadınlar 1 avro ödememek için çimlere işeyen sıralı adamları görünce şoka girmişler. Kim bunlar diye meraklı sorulara eşimin yanıtı bunlar olsa olsa maç için gelen taraftarlar olabilir.
Avrupa’da bir deplasmanın daha medeni olduğunu hayal ederdim. Ama söz konusu Yunan taraftarlar olunca bizlerden pek farkları olmadığını kesinlikle söyleyebilirim. Taraftarların arasında 40 yaşından küçük kimse yoktu sanırım. Hepsi öfkeli bakışlı. Sanki Orta Avrupa’dan beridir ikinci dünya savaşı dahil hiç değişmemiş bir modern kentte değil de Adapazarı sokaklarında dolaşırken karşılaştığımız Sakaryaspor taraftarı. Ne bir gülümse ne bir nezaket. Bir hır çıksa da birilerine bulaşsak havalarındalar.
Aslında bu fırsatı ben onlara verme sınırındaydım. Her zaman yanımda taşıdığım Altay atkımı açıp aralarında karıştığımda ‘Kime lan bu lavuk’ bakışlarını çok rahat görebiliyordum. Güvencem Avrupa’nın ortasında bir çocuk ve kadının yanında bir adama saldırmayacaklarıydı. Onu da yaparlarsa belki de ülkeye katkımız olur, Ege’de katakulliyle yitirdiğimiz adalar için ‘Barbar Yunanlar’ tezi için belki de bir dayanak olurdu.
Hep diyoruz ya Türk-Yunan. Aynı suyun iki tarafındaki insanlar. Geçmişte Barcelona ve Ajax maçlarını onların taraftarları arasında Altay atkımla izlerken herkes sempatiyle yaklaşırken, PAOK’luların haşin bakışları ve Google translate’e gerek duymadığım, kulağımın işitmediği ama beynimin anladığı küfürlerini işitmek, suyun iki yanının da Avrupa’ya çok uzak olduğunu anlattı. Ki Bizler aramıza katılmaya gayret eden yabancıları içimize almayı severiz. Maç için kent meydanından ayrıldıklarında arkalarında bıraktıkları çöp yığınlarını görünce de insan ister istemez ‘Nerede bu Japonlar’ demeden kendini alıkoyamıyordu.
İzlenimlerini bize aktardığın için teşekkür ederim Aybars'cım
Avrupa'daki yıllar önceden tuvaletler 1ve suda 2 euroydu demek bugüne kadar hiçbir artış olmamış.bizim ülkemize ne demeli zam,zam Yunanlıların nezaketi aynı bizler gibi,Türk olduğum için Yunanistan'daki bana yapılan hakaretleri hiç unutmam .yani değişim ayni.cok güzel bir hatırası olmuş.Alltaya ve size sevgi ve saygılar.zevkle yazılarınızı bekliyorum.
Ege iklimi sıcak hocam ,normal sayılır,bu arada bu çiş durumu fıransada da ispanyada da aynı sayılır, Selamlar
Pazar kahvaltımı yaparken tebessüm ile okudum, kalemine sağlık
Çok keyifle okudum teşekkürler