2022’de Webster sözlüğünde gaslighting (Gaz lambası) kelimesini arayanların sayısı yüzde 1740 artınca kelime yılın kelimesi olarak seçildi. Terim aynı ismi taşıyan 1938 yapımı bir oyundan gelmektedir. Oyun özetle, gaz lambasını eşinden habersiz bir şekilde her gün yavaş yavaş azaltan manipülatörün, bunu saklaması ve eşini delirdiğine ikna etmek için yaptığı psikolojik manipülasyonların zamanla eşinin gerçeklik algısının bozulmasına ve kendinden şüphe etmeye kadar gitmesini anlatan bir hikayedir. Oyundaki erkek karakter gaz lambasını söndürdüğünde, eşi bunun gerçek değil uydurulmuş bir şey olduğunun farkına varır.
Gaslighting bir psikolojik manipülasyon ve taciz ve yöntemidir. Bireyi kendi hafıza, algı ve akıl sağlığını sorgulatan bir yönlendirmedir. Bireyde veya seçilen grupta şüphe uyandırma, kalıcı inkâr, çelişki ve yalan yoluyla peyderpey dikte edilir ve fark edilmesi kimi zaman güçtür. Gaslighting uğrayan kişi, kendi akıl sağlığını sorgulamasına neden olan yalanlar, inkar ve sindirme taktikleri yoluyla manipüle edilir Gaslighting yapan kişi karşıdaki kişinin duygularının, düşüncelerinin ve algılarının önemsiz veya yanlış olduğunu ima eder. Bu tür duygusal istismara yatkın belirli bir insan profili yoktur. Erkekler ve kadınlar da uygulayıcı veya kurban olabilirler. Gaslighting yapan kişiler genellikle narsist bir kişiliğe sahiptir.
Gaslighting yaşanan ikili ilişkilerde baskın olan birey idealleştirme, değersizleştirme ve gözden çıkarma şeklindeki üç aşamayı izler. Baskın olma ve manipüle etme amacındaki birey ilk olarak birlikteliklerinin harika olduğu algısı yaratıp hayran olma safhasına geçer. Bir sonraki ve en zor olan evre, yani değersizleştirme evresinde hayranlık duyulan birey sorunlu, ideal olmayan ve hiçbir şeyi beceremeyen bir kişiye dönüştürülür. Gözden çıkarma safhasında ise mağdur terk edilerek yeni arayışlar içine girilir. Bu dikteye maruz kalan kurbanlar sık sık kendilerini özür dilerken bulabilirler.
Ya manipülasyona uğrayan birey değil de toplumsa? O zaman sanırım gaz lambası medya olmalı. Önce iktidar partisinin etkinliklerini ve söylemlerini saatlerce yayınlarsın. Sıra muhalefet haberine geldiğinde birkaç cümle içeren, muhalefet liderinin söylediği yüzlerce eleştiriden birini kesip yamalayıp paylaşırsın.
CHP lideri Özgür Özel diyor ki bugünün en yüksek banknotu 200 TL. 2009 yılında bu para piyasaya sürüldüğünde 131 dolar ediyordu. Bugün ise ancak 6 dolar ediyor. Konuşmayı yaptığı Afyon’un meşhur sucuğu üzerinden eleştirilerini sürdürüyor. 1 yıl önce emekli maaşı ile 19 kilo sucuk alınabileceğini hesaplarken bu yılki maaşla ancak 11 kilo alınabildiğini ve alım gücünün neredeyse yarıya düştüğünü tespit ediyor. Devam ediyor, Akp 3 kasım 2003’de iktidara geldiğinde emekli maaşı ile 8 çeyrek altın alınabilirken şimdi ancak 2.5 çeyrek altın alınabildiğini net somut şekilde ortaya koyuyor.
Peki gaz lambası görevi gören kanallarda ne iddia ediliyor. Akp ekonomiyi iyi yönetiyor. Ve hatta daha da ileri gidip yıllarca iktidar olmamış muhalefet kadrolarını yetersiz, ekonomiyi bilmemekle itham ediyorlar. Sokaktaki adama mikrofon uzatıldığında ekonominin bozuk olmasının sebebini 21 yıldır iktidardaki partiden değil de muhalefetten kabul ediyor.
Aynı durum yerel yönetimler için de geçerli. Türkiye’nin en başarılı belediyeleri tüm engellemelere karşı muhalefet partilerinin yönettiği belediyelerden olmasına rağmen ısrarla muhalefetin yetersiz belediyecilik yaptığı iddiası sokaktaki vatandaşın aklını karıştırıyor. Ülkeyi yönetirken 21 yıllık gözlem yeterli değilmişçesine İzmir’de bu sefer de Akp kazansın da ne yapacaklarını görelim diyorlar. 21 yılda yaptıkları ne yapacaklarının kanıtı değil mi zaten?
Fenerbahçe eski başkanı Aziz Yıldırım 3 temmuz sürecinde haykırmıştı: ‘Ne şikesi, ülke elden gidiyor.’ Bugün şeriat talep etmek meşrulaşmış, adalet ayaklar altına alınmış, kadın hakları kısıtlanıp, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesinin yeşil kuşak ülkesi haline getiriliyorken ben de haykırmak istiyorum dostlarıma: Ne belediyesi, ülke elden gidiyor
Doğru söze ne denir?.. BRAVO... Kaleminize, fikrinize, yüreğinize sağlık...
Ben ekonomistim, sorumlu benim. Ben BOB başkanıyım. İsrail'e kızıyormuş gibi yapıp en büyük müttefikliğini yaparken, bütün suçu muhalefete yüklemek... En acısı da devletin bütün kurumlarını yozlaştırıp, değersizleştirerek halkın güveninin yitirilmesini sağlamak. En büyük gaz lambası sarayda oturuyor. Sanırım söndürme vakti çoktan geçti.
Olabilecek en güzel şekilde konuyu ele almışsınız. Bakışınıza sağlık, kaleminize kuvvet