2003 yılından beridir merkezi yönetim seçimlerini hep AKP’ye kaybetmiş olsa da son yerel seçimlerde üç büyükşehrin yönetimini kazanan CHP için 2024 yerel seçimleri çok önemli. Daha önce Ankara ve İstanbul’da mevcut başarılı belediye başkanları ile seçimlere gideceğini beyan eden CHP, yıllarca kalesi olarak görülen İzmir’de uzun süre mevcut başkanla mı yoksa yeni bir adayla mı seçime gideceğine karar verememişti. Bu hafta Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ı aday gösterdiğini açıklayarak kazanma olasılığı en yüksek illerden birinde kadro değişikliğine gitmeye karar verdi.
Aday açıklanana kadar mevcut başkanla yola devam edilmesi gerektiğini savunan dostlarımız, Tunç Soyer aday gösterilirse oy vermem diyen CHP’ye yakın seçmene ‘oy vermeyeceksiniz de ne olacak, ülke Atatürkçü çizgiden daha da uzaklaşacak’, Özfatura zamanında bile yapılanları hatırlamıyor musunuz, AKP iktidarında ilk yapılacak şey kent rant alanına dönüştürülecek’ ve hatta Fuar’a camii inşa etmenin ilk AKP icraatı olacağı söylemiydi. Buna karşı değişimi savunan dostlarımız ise ‘Tunç Soyer’in kritik mevkilere yanlış kişileri sadece dostluk ilişkileri sebebiyle atadığını ve bu sebeple İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mevcut büyükşehirlerde en başarısız il olduğunu iddia ediyorlardı.
Cemil Tugay’ın aday gösterilmesi ile aynı grupların söylemleri 180 derece değişti. Dün Soyer aday gösterildiğinde her koşulda oy vermenin parti, memleket meselesi olduğunu iddia edenler sandıklara gitmeyeceklerini beyan ederken, Soyer’e asla oy vermem diyenler şimdi de İzmir’i kaybettirmek mi istiyorsunuz, mutlaka sandığa gidip oy verilmeli diyor. Bunlarla birlikte sanki ülke yönetiminde yaşanılanlar gözümüzün önünde değilmişçesine ‘İzmir’de bir dönem AKP iktidar olsun da kent gelişsin’ diye kendiyle çelişik bir hipotezi savunanlar da var. Yıllarca İzmir’e yapılacak her türlü yatırıma engel olanları İzmir’in kurtarıcısı olmaya davet ediyorlar.
Madalyonun diğer tarafına bakalım. Tarihinde hiç İzmir’de seçim kazanamamış hükümet partisi için bu seçim belki de tarihi fırsat. Hatta uzun süre İzmir’de çokça karşılığı olan, laik aile görüntüsü ile İzmir seçmeni için ideal bir aday olabilecek İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener’in aday gösterileceği kulislerde konuşuluyordu. O olmadı ama yine İzmir’de karşılık bulabilecek, uzun dönem İzmir milletvekili olarak Sivil Toplum Kuruluşları ile iyi ilişkiler kurmuş Hamza Dağ aday gösterildi. O aday olmasa Nihat Zeybekçi, Binali Yıldırım ya da herhangi biri aday gösterilebilirdi. Siz AKP içinde siyaset yapan kişilerde hiç duydunuz mu neden Hamza Dağ aday gösterildi de Ahmet, Mehmet olmadı diye.
Ay başında aldığınız maaşınızdan memnun musunuz? Kira öderken, markette alışveriş yaparken gönül rahatlığı ile alışveriş yapıyor musunuz? Temel eğitim almak için özel okullarda çocuklarınız için servet ödüyor musunuz? Hastanelerde randevu bulabiliyor, sağlık güvencenizle sağlığınızı yitirdiğinizde yeterli hizmet alabiliyor musunuz? Gittiğiniz sağlık kurumlarında doktorlar, sağlık çalışanları mutlu mu? Adalete güveniyor musunuz? Bu basit eleştiri yazısını beğenirsem başıma bir şey gelir mi diye kendinize soracak kadar ifade özgürlüğümüz var mı? Yahu kısaca hayatınızdan memnun musunuz? E, o zaman Hamza olmuş, Ahmet olmuş ne fark eder? Tüm bunları değiştirmenin yolunun bunları beceremeyen muhalefeti değiştirmek olduğunu mu düşünüyorsunuz? İyi pazarlar…