Başlığı okuyan Fenerbahçeli dostlarım belki bana erken bir sitemde bulunmuş olabilirler. Bu akşam oynanacak karşılaşmada Galatasaray’ın galibiyeti ya da maçın berabere bitmesi resmi olarak Sarı-Kırmızıları şampiyon ilan edecek. Fenerbahçe’nin kazanması durumunda şampiyonluk son maçlara kalacak ki, bunda da ancak Galatasaray’ın kaybetmesi ve Fenerbahçe’nin kazanması durumunda Fenerbahçe mucizevi şampiyonluğa ulaşacak. Bu durumun bana göre ihtimalinin yok denecek kadar az olmasıyla birlikte yazıyı okuduktan sonra başlığıma tüm taraftarların katılacağını düşünüyorum.
Bir tarafta rekor şekilde, şimdiden 99 puan toplamış Galatasaray, diğer tarafta ikinci olsa bile rekor düzeyde 93 puan toplamış Fenerbahçe. Olağan koşullarda bu iki takımın üstün başarısı ayakta alkışlanmalı ve her ikisi de şampiyon görülmeli. Fakat bu durum değil rakipleri kendi taraftarlarından bile başarısızlık olarak algılanabiliyor. Bunun başlıca sebebi federasyon uygulamaların, Türkiye’de futbolda rekabeti yok ederek, birçok tarihi kulübün kapanma noktasına getirecek kadar gelir adaletsizliğinin olmasıdır. Bunun üzerine sahada ekonomik olarak zaten çok önde olan bu iki kulübe çok kolay penaltılar verilip, rakiplerine kolayca kırmızı kartlar çıkartılırken açık hakem destekleri rekabeti yarışmadan çıkartıp diğer kulüpleri figüran hale getirmiştir.
Yine de son iki haftaya kadar süren bu olağanüstü yarış alkışlanabilir. Fakat giderek Orta Doğu kültürüne gömülen coğrafyamızda rakibi takdir etmek neredeyse yok sayılırken, sürekli yenilgilere bahane uydurma kültürü bu muhteşem yarıştan keyif almamızı da engelliyor. Kendi başarılarımızdan çok rakibin başarısızlıkları coğrafyamızda ilgi görüyor.
Sezon başında İsmail Kartal son iki haftaya 93 puan toplamayı garanti etse sanırım tüm Fenerbahçeliler mutlu olurdu. Ama amaca ulaşılmayınca bu 93 puanın hiçbir anlamı kalmıyor. Hatta dünyanın en kötü teknik direktörü ilan edilebiliyor. Başarı kriteri olarak sadece kazanmak kabul görüyor. Hem de ne pahasına olursa olsun, hangi koşularda olursa olsun kazanmak. Ligde puan kaybı yaşanılan maçlarda haksız puanlarla kazanılacak 7 puanla gelecek şampiyonluk belki de İsmail Kartal’ı bugün dünyanın en iyi teknik direktörü ilan etmeye yetecekti.
Bu akşam şampiyon neden mi belli olur? Sezon sonunda Galatasaray şampiyon olsa da bu akşam eğer sahadan hem de rakibinin sahasından kazanarak ayrılmayı başarabilirse Fenerbahçe yıllar boyunca bu sezonun şampiyonu olarak görülecek. İstatistiklerde Galatasaray fazladan bir kupaya sahip olsa da Fenerbahçe kazanabilirse bu akşam, her zaman hatıralarda sezonun şampiyonu olarak anımsanacak.
1980 yılından beridir futbolu çok yakından izleyen, istatistiklerini tutan biri olarak söyleyebilirim ki Okan Buruk’un en büyük hatası maçı kaybetmemek için oynaması olur. Eğer Galatasaray bu maçı eşit puanda bir final olarak görürse ve sahaya kazanmak için çıkarsa rahat kazanır. Hatta dostlarımın hoşgörüsüne sığınarak bir iddiada bulunayım, 4-1 kazanır. Yeter ki Okan Buruk 6 puanı unutsun ve kazanmak için sahaya çıksın.
Fenerbahçe şimdiden sezonu kaybetmişçesine hafta içinde bu maçtan çok Aziz Yıldırım’ın adaylığını konuştu. Camia olarak şimdiden kaybetmiş olmanın kabullenmesiyle paylaşımlar yapıyorlar. Bu psikoloji oyuncularını mutlaka olumsuz yönde etkileyecektir. İsmail Kartal’ın işi çok zor ama yapacağı en büyük hata 6 puan farka takılıp maçı kazanmak için oynarsa işi çok daha zor hale gelecektir. İsmail Kartal sanki tek maça, finale çıkıyormuşçasına oyun planı uygulamalıdır. Aksi halde hezimet gelebilir. O sebeple oyunu kontrolde tutmak ve rakibinin sabırsızlığından yararlanıp skoru lehine çevirebilmek puan durumu ne olursa olsun, gecenin sonunda Fenerbahçe’yi sezonun şampiyonu yapabilir.
Ulusal bir bayramda oynanacak, futbol tarihine şimdiden geçmeyi başaran bu karşılaşmada her iki takıma da başarı dilerken, tüm dostlarıma sonuç ne olursa olsun dostlarının kalbini kırmadan kutlama ve tebrik etmelerini diliyorum.
Yine çok güzel , yine bayram tadında , kalemine sağlık