18 Mart Çanakkale Zaferini hafta başında ulus olarak bir olduğumuzda neler başarabileceğimizin büyük gururunu, yüzbinlerce şehidimizin burukluğunu hissederek kutladık. Bu savaşta Atatürk ve ölümü göze alan yoldaşları Balkan savaşlarından sonra umutsuzluğa kapılan Türk ulusunun umutlarını yeniden yeşertirken, bu cephede gösterilen azim Anadolu halkına Kurtuluş Savaşı için ümit ve kararlılığa zemin hazırlamıştır. Bir anlamda bu zafer Türklerin gücünün yeniden canlandığı gün olarak da kabul edilebilir.
Çanakkale Savaşında elde edilen zaferle dünya tarihi birçok yönden değişmiştir. Bu savaş sonrasında Rus İmparatorluğunun Avrupa’dan destek alması olanaksız hale gelerek Sovyet devrimi gerçekleşmiş ve dünya tarihi yirminci yüzyılda bu gerçekle yaşamıştır. Sömürülen devletler emperyalist ülkelerin yenilebileceğini görerek, ulusal bağımsızlık mücadeleleri için güç kazanmıştır. Özellikle Kuzey Afrika bölgesindeki milletler bu başarıyı örnek alarak bağımsızlık mücadelelerini örgütlemiştir.
Edebiyat ve sanatta da Çanakkale savaşından çokça bahsedilir. Popüler kültürün sevilen dizilerinden olan ve gerçek hayattan uyarlanan Peaky Blinders isimli dizide, Birinci dünya savaşının hemen sonrasında bir suç çetesinin maceralarını anlatır. Bu dizide çetenin ağabeyi konumundaki Arthur Shelby Çanakkale’de savaşmış bir mahkumdur.
Bildiğiniz gibi Çanakkale’de 8-10 metreye kadar yakınlaşmış cephelerde savaşılmış, Türklerde bolca tütün varken İngilizlerde bolca yiyecek varmış. Geceleri çatışmalara ara verildiğinde iki cephe arasında tütün yiyecek takası olurmuş. Son centilmenler savaşı olarak tanımlanan savaşta 500 bin insan ölmüştür. Dizide atıfta bulunulduğu gibi Türk gibi kokmak deyimi buradan türetilmiştir. Yani tütün kokmak.
Yakın tarihte Rusya Ukrayna savaşında mahkumlara af ve çeşitli vaatlerde bulunarak savaşta yer almaları sağlanmıştır. Fransız lejyonlarında savaşan askerlerin de büyük çoğunluğu geldikleri ülkelerde suç işlemiş kişilerdir. Belli süre lejyonda görev yapan suçlular affedildiği gibi yeni bir kimlikle Fransa’da yaşama hakkı kazanmıştır. Sovyet tutuklulardan oluşan ikinci dünya savaşı taburlarına, herhangi bir ağır silah desteği olmadan yoğun ateş hattını kırmak gibi en zor görevler verilirmiş.
Sadece Batılı ülkelerde değil, Osmanlı tarihinde de cezaevlerindeki mahkumlardan savaşta faydalanma denenmiş bir yöntemdir. Özellikle 1914 sonlarından itibaren Sarıkamış harekatı için Samsun, Trabzon hapishanelerinden çok sayıda mahkum cepheye gönderilmiştir. Bu kişiler affedilme karşılığında savaşa katılıyorlardı.
Mahkumların bir kısmı kader kurbanı gibi görünse de çoğunluğunu suç işleme eğilimi ve psikopat özellikleri vardır. Bu kişiler kendi çıkarları için her şeyi yapabilecek, vicdani özellikleri zayıf kişilerdir. Savaş sırasında ve sonrasında da suç işlemeye, insan haklarını görmezden gelmeye eğilimlidirler.
Birinci Dünya Savaşı boyunca 765 tıp öğrencisinden 346'sı, 1915'te Tıbbiye'ye kaydolan 1. sınıf öğrencilerinin tamamı Çanakkale'de şehit düştü. 1921'de ise Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, öğrencileri şehit olduğu için mezun veremedi. Bir tarafta ülkesinin en değerli insanlarının işgale direnmesiyle kazanılmış bir zafer, karşı tarafta dünyanın dört bir yanından getirilmiş sömürge devletlerinin köle insanları ve mahkumlar. Bazı hainler de çıkmış, kurtuluş savaşını keşke düşman kazansaydı diyor, bazı kendini bilmezler de onları alkışlıyor. Atatürk ve silah arkadaşları olmasa azılı suç çetelerinin cirit attığı Anadolu’yu hayal edin. Düşmanın kazanmasını isteyen vatan hainlere lanet okuyun. Cehennemde ateşleri hiç sönmesin…
“Kendisini bu milletten görmeyen, keşke düşman kazansaydı” diyenlerin soy geçmişlerini araştırmak önemli ve gerekli. Türk olmadıkları, kendilerini Türk hissetmedikleri kesin… Vatan sevgisi ile canlarını feda edenlere, cepheye koşanlara, onlara önderlik eden, yol gösteren başta Atatürk ve deperli komutanlara selam olsun, rahmet olsun…
Bu yobazlar güruhu tarihin her safhasında Vatan için değil, kendi çıkarları uğruna hareket etmiştir.. Bazen bu güruhların okuma anlama zahmetine bile girmedikleri tek tanrılı dinler olmasaydı mı diyesim geliyor.. İyi pazalar diliyorum..
ATAMIZ VE ŞEHİTLERİMİZİ RAHMET VE MİNNETLE ANIYORUZ…Olmasalar olmazdık cümlesi tüm Kurtuluş savaşı KAHRAMANLARININDIR. Emeklerinize sağlık hocam.
Vatan, Altımda döşek, üstümde yorgan Atamadan, dedemden bize emanet, Çocuğumuza, torunumuza miras. Elbette, bazıları da Yunanın, ingilizin biti, artığı. Ama hiç şüphem yok ki Çanakkale ruhu, o pislikleri de, artıklarını tarihe gömer. İyi pazarlar dilerim.
Kalemine sağlık hocam. Emperyalist güçlere diz çöktürmüş bir ulustan bahsederken, kendisini bu milletten görmeyen hainlerin keşke düşman kazansaydı demesi normal. Hainlik böyle bir şey. Atatürk ve silah arkadaşlarını bir kez daha minnet saygı ve rahmetle anıyorum.
Dualarını kabul olsun Allah bunlara lanet etsin