Mutlu olmaya niyet etmek…
Havalar sıcak, işler çok yoğun, trafik felaket, hayat çok zor. Ülke nereye gidiyor... Bu konuşmalar her gün tekrarlanıyor. Yani, değişmeyen cümleler! Sıkılmadınız mı? Tüm bunlara rağmen niyetinizi, enerjinizi ve sonunda kendinizi motive etme isteğinizi ortaya çıkarmak sizce de kolay değil mi?
Şöyle bir düşünelim; yaşadığımız şeyler her gün çok farklı değil. Farklı olarak yaşadığımız keyif verici şeyler, genellikle kendimiz ve sevdiklerimiz için yaptığımız olanlar. Yani, benliğimize yönelik ve kendimize zaman ayırdığımız olanaklar. Zaman çalıcılarımızı engelleyip, bir an için kendimize odaklandığımız, esasında nefes alabildiğimize şükür ettiğimiz ve hayatın tadını çıkarmayı kendimiz de istersek, ne kadar olanaklar var dediğimiz dilimler.
Herşeye rağmen kontrol edemediğimiz durumlarda sinirlenip off, poff dediğimiz, şikayeti alışkanlık haline getirdiğimiz zamanları kendi avantajımız haline dönüştürdüğümüz ve hayatı neşe ve coşku ile yaşadığımız keyifli dakikalarda, kendimizi bulmayı istemek bu kadar zor değil esasında.. Dünyanın en kolay şeyi, oturup her şeyden şikayet etmek.. Siz onlardan olmaya devam mı etmek istiyorsunuz? Yoksa, kendisi ve herkes için `Işık olmak` adına, farkındalığa ulaşmış, neyi ne için yaşıyor sorusuna cevapları bulan, anlamlı, mutlu, sakin ve kendisine odaklanmış farkındalıkları yüksek olan bireylerden mi? Çözüm nedir o zaman? Sizlerden, tüm yaşam alanlarınıza şöyle bakmanızı istiyorum: Nelere öncelik veriyorsunuz, neler acil, neler önemli? Bunların ne kadarı acil, ne kadarı çok önemli? Bunların arasında nelere, ne kadar zaman harcıyorsunuz? Harcanan bu zamanları daha nasıl iyileştirebiliyorsunuz?, Ya da, bu konuda düşünmek ve ilerisini daha iyi planlayabilmek için, kendinize bir yarım saat düşünme payı veriyor musunuz? Bu farkındalığı yaşamanızı istiyorum! `Dünde` ne olduysa oldu. `Bugüne` odaklandığınızda, yaşam içinde bizi etkileyen, geleceğe yönelik neleri düzeltmek için hemen eyleme geçmek istiyoruz? Gerçekten düzeltmek niyetinde miyiz?
Eğer bunlara "evet, tabiî ki" diyorsanız, sizin için hayat size keyifli, coşkulu günler vaat ediyor zaten. Hiçbir şey, siz hareket etmeden sizin ayağınıza gelmiyor... Niyet etmenin güzelliğini ve başlangıcını hayata sunduğunuzda, gerisi çorap söküğü gibi zaten akıp gidiyor. Şikayet etmek yerine, neleri koyuyorsunuz, siz şikayet ettiğiniz konularda neler yapıyorsunuz? Sizin elinizden gelen nedir? Sizin bunları okurken, "Ailemle, eşimle sorunlarım var." "Sevgilim terk etti." "Yalnızım," "İşsizim," "Patronum, ya da müdürüm ile sorunlarım var." "Beni kimse anlamıyor." gibi bir sürü konuları duyar gibi oluyorum. Peki ya siz bu sorunları düzeltmek için neler yaptınız? Daha başka neler yapabilir diniz? Ya da yaparsınız? Geç mi kaldınız? Yaşadığınız bu durumların yarı sorumluluğunu alabiliyor musunuz? Eğer yanıtınız, içinizde bir şeyleri düşündürtmeye başladıysa, YÜZLEŞME gibi nefis bir sürece giriyorsunuz demektir. Bu sizi, zor gibi görünse de, çok daha ileri aşamalara taşıyacak büyük FARKINDALIKLARA altyapı hazırlayacaktır. Gelecekteki ilişkilerinizde, iş hayatınızda, sosyal çevrenizdeki yeni durumlarınızın hepsi, bu yüzleşmeye ve farkındalıklara göre yeniden şekil bulacaktır. Ya hep aynı, yada yenilenmiş daha iyi, hep güzel, hep DENGELİ olarak! Seçim sizin...
Bu yazı, buradaki ilk yazım. O nedenle çok fazla yoğunlaştırıp, sizleri sıkmak istemem. Günlük hayatınızın içinde 5 dakika ayırıp okuduğunuz bu yazıda, sizin de biraz niyet edip, hayatınızı daha anlamlı yaşamanız için küçük ip uçları sunmak istedim.
Sözü, Hz.Mevlana`nın bu günün kıymeti ile ilgili çok güzel bir sözü ile bitirmek istiyorum. Her gün bir yerden göçmek ne iyi, Bulanmadan donmadan akmak ne hoş, Her gün bir yere konmak ne güzel. Dünle beraber gitti cancağızım, Ne kadar laf varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
Sağlıcakla kalın... Ama hep güzel, hep dengeli, mutlu, gözleri gülen, ve her gün yeni şeyler ve kendisi için yeni türküler söyleyen halinizle...
Bilge Öztoplu