Günlerdir tribünlerde farklı ülkelerin taraftarları birlikte maç seyrettiler, yan yana aynı sıralarda oturdular, maç öncesi aynı barlarda içkiler yudumladılar ve futbol aşkına kadeh kaldırdılar. Birlikte eğlendiler, finale giden yola kadar daha çok bu ortak duyguları yaşayacaklar. Bir top milyonlarca insanı, yıllardır biraraya getiriyor, ortak duygular etrafında birleştiriyor. Siyasete müdahil oluyor ya da onun gücüyle ülkeleri yönetiyor. Dünya siyasetinde Faşist Franko’su da Salazar’ı da o topu ya da futbolu kullanıyor ve ülke halklarını yıllarca yönetiyor ve yönetti… O top şimdi yine Almanya’da ve 1936 da Berlin’de Faşist Hitlerin selamlandığı statta binlerce taraftarı bir araya getiriyor…Irkçılığın ve Faşizmin lanetlendiği çağımızda birileri de düşüncesizce ve sorumsuzca ırkçılığı faşizmi çağrıştıran semboller kullanıyor…Göğsünde taşıdığı armanın bütün sembollerden daha üstün olduğunu unutarak. Milli takımın bütün ulusu temsil ettiğinin farkına ve ayrımına varamadan… Ve böylelikle bütün ulusun sevinme duygularını önleyerek. En sevinçli anın tabir yerindeyse “ içine ederek”…
Hiçbir siyasal gerekçe olmadan, kulüp sevgisi milli takım sevgisinin önüne geçmeden, futbolun güzelliği, gol atmanın tarifsiz sevincini tüm yalınlığıyla, samimiyetiyle bırakın da yaşayalım, bırakın eski değimle o “ temaşa” güzelliği içimize sindirelim şarkılar türküler söyleyelim, halay çekelim, horon tepelim, zeybek oynayalım bu ülke halklarına niye neden çok görürsünüz tüm bu güzellikleri, mutlaka birşeylerle çirkinleştirmek ve çirkin olmak zorunda mısınız…???
Bıraksaydınız maç öncesi ve sonrası müziklerin çoşkusunu doyasıncaya kadar yaşasaydık. Final belki zordu ama gittiğimiz yere kadar keyifle gitseydik.“ bir başkadır benim memleketim “ şarkısı tribünlerden evlere, işyerlerine, sokaklara taştı.Müzik ve sporun birleştirici ruhu, motive eden halleri, hiç olmazsa maç süresince umut ve mutluluk hali iyi geldi statta olana da ekran başındakilerine de…
Takımın galip gelme hallerinde elektriğe yüzde %38 zam gelmesi bile bu ülkenin duyarlı insanları olmamış olsa arada kaynayıp gidecekti, ta ki ilk faturalarla karşılaşıncaya kadar yurdum insanı…Dün akşam milli takımın alacağı sonuca göre düşünülmüş olmalı ki öncesinde içki ve sigaraya da zam geldi…! Artık ya zevkten ya da kederden içilecekti, öyleyse zam, önceden cüzdanlara yansımalıydı… ve maçın sonucunda davul zurna eşliğinde halaylar çekilip türküler mi söylenecekti yoksa, Can babanın “ küfürsüz yaşanmıyor” şiiri mi dile gelecekti kadehler kalkarken, bilemem. Ben, Can babayla devam ettim…
İyi oynadık, çocuklar tüm güçlerini ortaya koydular, herşeye kulaklarını tıkamış gibi motiveydiler, emeklerine sağlık. Ama birilerinin kuklası olma..!! halindeki kadro seçimleri, oyuncu değiştirmede ki zamansızlıklar, hastalığımız olan galibiyet durumunda geriye yaslanmalar ya da şansızlığımıza neden ola bilecek şeyler..! tribünde olmasaydı bugün şarkılarımızı, türkülerimizi söylüyor olacaktık..
Elbet bir gün futbol alanlarında da kukla olma halleri ortadan kalkar ve futbolun özerk halleri ile yönetimler görür bu ülke insanları. Sistem Program Organizasyon ve Rekor anlayışıyla futbolumuzu bir yerlere taşırız…