Göçebe yörüklüğünün kadınına tanıdığı hak! Mor Cepken Ege, Muğla, Antalya ve Toros yörüklerinde yaşlı kadınlar tarafından hala bilinmektedir. Yörük kızı gelin giderken bohçasına ilk önce “Mor Cepken” koymaktadır. Kenarları sarı simgelerle işlenmiş, yelek biçiminde, mor renkli bir giysidir. Kenarları sarı simgelerle işlenmiş, yelek biçiminde, mor renkli bir giysidir.
Yörük kadını yaşlandıkça deneyim kazanıp olgunlaşınca Kezbence olur adı ve artık o oymağın bilge kişisi, akıl danışılanıdır. Göçebe yörüklerinin kadınına tanıdığı haktır ve erkeğinde korkulu rüyasıdır. Karacaoğlan türkülerinde de geçmektedir mor cepken.
Başlık parası alışkanlığı olmaya olmayan yörüklerde kızları sevdikleri ile evlenirlerdi. Mor Cepken darda kalan yörük kızının evlilikte yeri, zamanı geldiğinde, darda kaldığında kadının erkeğine karşı kullandığı bir boşanma özgürlüğünün simgesidir. İhanete uğramış, aldatılmış ve aşkın rengidir mor renk “Mor Çatı” adını buradan almaktadır.
Evli yörük kadını, ihanete uğrayınca ya da kocası tarafından aşağılanıp dövülünce, bir şekilde Mor Cepken’i giyip herkesin görebileceği bir yere otururdu. Bu “Ben bu herifi boşadım” demektir. O zaman akan sular durur, herkes işini gücünü bırakır. Masal anaları ile doğum ebeleri “Mor Cepken” giyen kadının çevresini alırlar. Boşadığı kocası ise evinden dışarı çıkamaz, kahveye gidemez, kimse yüzüne bakmaz. Büyük ödün verip de karısına Mor Cepken’i çıkartamazsa ömür ömüre dul kalacaktır. Kimse ona dul-şaşıkızını bile vermez. Körocak olarak kalır.
EFELİK YÜREKTE OLUR
1800’lü yıllarda göçebe yörüklüğünün kadınına tanıdığı hakka, özgürlüğe bakmamız lazım Nazilli kasabasının Aydın dağlarında, dağa çıkarak kadın hakları için savaşan “Gizemli Kadın Efe” bunlardan biridir. Ege yöresinin unutulmaz bir eridir. Mor cepken Ege efelerinin giydiği bir giysidir. Buralarda efelik kadın erkek işi değil yürek işidir. Kybele, Artemis, Tahtacı yörüklerinden bu yana kadın baş tacıdır bu topraklarda. Daha o zamanlarda kadın haklarını savunmuşlardır.