Doğduğum, çocukluğumu ve ilk gençlik yıllarımı geçirdiğim yerdir Ağrı…Bir diğer deyişle 1962-1978 yılları arasında sevinçlerimi, çoşkularımı, hüzünlerimi ve geleceğe dair hayallerimi kurduğum şehirdir Ağrı…Küçük , doğasıyla sert, yeşilin kucakladığı, Murat nehrinin can kattığı yerdir benim güzel Ağrı’m…Ülke de kişi başına milli gelirin en düşük olduğu illerden biriydi, yoksul sayılabilirdi bu anlamda, ama mutlu, güleç, yürekli insanların yaşadığı yerdi bu topraklar…Ağrı’ya dair çok şey yazılır, anlatılır, anılar dile getirilir elbet, doğup büyüdüğü yer için herkes ne yazarsa bir Ağrı’lı da şehrine dair yazacak çok şey bulur…
Ben özellikle burada Ağrı’nın mis gibi ekmek kokan FIRINLARINDAN söz etmek istiyorum…Her halde bir çocuk olarak 5-6 yaşlar da çevremin farkına varmışsam, hah işte o yıllarda yüreğimde, belleğimde, kokusu burnumda kalan, ekmek kokan FIRINLARIMIZDAN… Yani bundan 50-55 yıl önce Ağrı’da var olan FIRINLARDAN… Olurda birisi kalkar “ eskiden fırın mı vardı, 10-15 yıl öncesine kadar fırın yoktu" derse…!!! bu yazımda burda asılı kalsın istedim…
Şehir merkezinde en eski fırınlarımızdan birisiydi “ŞARK FIRINI” ekmeğin çıktığı saatlerde Cumhuriyet caddesinin tamamında mis gibi kokuyu duyardınız; küçük bir fırındı ama ekmeğinin lezzetine doyum olmazdı. Sevgili babamın hep koltuğunun altındaydı Cumhuriyet gazetesi ve kimine göre “ francala “ kimine göre “ somun ekmek “… Çocukken kışın tek ayağımda buz pateniyle kayarak, Şark Fırını’na gider sıcacık ekmeği fileye koyar sırtıma alır eve gelirdim… evin en küçüğü ben olduğum için bu da benim asli görevimdi…
Şark Fırını aynı zamanda evlerde yapılan, börek, kete, baklavaların da pişirildiği bir yerdi…Özellikle Ramazan da ve bayramlarda bu hizmet için yer bulmak çok zordu. Fırından çıkan ketelerin,baklavaların görüntüsü muhteşemdi…
Yine Ağrı’da Karaca Un Fabrikası vardı ve bir süre sonra taş fırında değilde daha modern yöntemlerle ekmek yapan ve adı KARACA EKMEK FABRİKASI olan yer açıldı, unundan mıdır nedir oradaki ekmekler de bir başka güzeldi…
Yine o yıllarda yani 70’li yıllarda “ FUNDA EKMEK FABRİKASI “ açıldı, tamda ŞARK FIRINININ karşısına; artık Cumhuriyet Caddesi ekmek kokusuna doyuyordu…
Ağrı’lılar, büyüklerim, dostlarım bilir Meydan denilen Ağrı’nın ticari hayatının kalbi sayılacak olan yerde de “ GIBİŞİN FIRINI” olarak bilinen yer yine tüm Ağrılılara hizmet verirdi… Bu arada küçük sayıla bilecek “ LAVAŞ EKMEĞİ” çıkaran Belediyenin arka taraflarında olan fırınlarımız da vardı…Ahh..!! ne güzeldi o yıllarda Ağrı…
Benim çocuk belleğimde kalan ve hala burnum da tüten ekmek kokularına ve o mis gibi ekmekleri çıkaran yerlere dair anımsadıklarım bunlar…
Neden bunları yazdım; 1962 doğumluyum yani BUĞDAY ÜLKESİ olan ülkemde ( şimdi öyle olmadığını ve dışarıya bağımlı hale getirildiğimizi aklı selim olan herkes bilir..!! ) EKMEK FIRINLARINA dair yazılacak, çizilecek çok anı vardır… Her bir ilimizde, köyümüzde, kasabamızda FIRINLAR vardı FIRINLAR…Kişi başına milli geliri en düşük illerden birisi olan güzelim Ağrı’da dahi ( o yıllarda nüfusu 36.500 dü) 5-6 tane sayacağımız FIRIN vardı…
Bu ülkede eskiden FIRIN yoktu demek; “ yok canım Güneş doğudan doğmuyor” demek gibi birşey…!!! Ya da “ 9 Eylül de İzmirin kurtarılması diye bir şey yok, kurşun da atılmadı…” demek kadar ..!! dilimin ucuna gelen cümleyi buraya yazmayayım ben…
70’li yılların başında Ağrı’da olan, ŞARK FIRINI, KARACA EKMEK FABRİKASI, FUNDA EKMEK FABRİKASI, GIBİŞİN FIRINI, ve adını anımsayamadığım FIRINLARIMIZDAN ekmek yiyen, kokusunu içine çekipte hala burnunda tüten, yüreğinde hisseden dostlara ve doğup büyüdüğü şehirlerin FIRINLARINDAN ekmek yiyen bu ülkenin güzel insanlarına selam olsun… Bu ülke de en az 100 ( yazıyla yüz ) yıldır FIRIN var EKMEK FIRINLARI var…EKMEK FIRINLARI…