İyi de oldu, böylesi daha iyi.
İzmir'in Konak ilçesi, doğduğum doyduğum kutsal topraklarım canını sevdiğim Eşrefpaşa'mın yer aldığı yerleşim alanı. İki partinin Konak İlçe Başkanı'nın da sporcu ve de kulüp başkanı olduğunu biliyor muydunuz ? Kolay gelsin, başarılar diliyorum, Allah utandırmasın, sevgili başkanlarım.
***
Yapıcıoğlu Başdaşspor Kulüp Başkanı, AKP Konak İlçe Başkanı Mehmet Sait Başdaş.
Bornova Yeşilova Kulüp Başkanı, CHP Konak İlçe Başkanı Akın Küçükoğullarından.
***
İkisi de eski futbolcu.
Önce Mehmet Sait kaptanım, kardeşim parti ilçe başkanı oldu, tecrübe kazandı artık.
Şimdi de Akın kaptanım, ağabeyim, hocam 'çiçeği burnunda', 'çok taze' ilçe başkanı.
Bu bir siyasi yazı, parti övücü veya ayrıştırıcı yazı, hiç değildir.
Lütfen bilgisayarınızın, cep telefonunuzun ayarıyla oynamayınız.
Kelimelerden değişik anlamlar çıkarma gayretine girmeyiniz.
Her yerde her şeyde önce adalet ve de insan.
Bu bir sportif yazıdır, spor yazısıdır.
Bir beklenti, istek gönderme kartvizit kullanma yazısı da asla değildir.
Partileri değil, şahısları, başkanları beni ilgilendiriyor.
Anlaştık de mi ?
***
Biraz anılarımızı tazeleyelim.
Sait kardeşimle aynı semtte yaşadık, Eşrefpaşa Yapıcıoğlu Mahallesi'nde tanıştık, 80'li 90'lı yıllarda.
Bakkal dükkânı açtılar, gariban dostu oldular.
Çoook hayır dua aldılar.
Çok da müşterileri oldu, bereketini gördüler, Allah yürü ya kulum dedi.
Dört erkek kardeşler, dördünün de adında Mehmet var, biliyor musunuz ?
Hepsi birer Mehmet yani.
Büyükten küçüğe.
Mehmet Emin Başdaş, Mehmet Feyzi Başdaş, Mehmet Sait Başdaş ve de Mehmet Başdaş.
Şirketleştiler, hepsinin bir görevi, meziyeti var.
Başdaş Marketler Zinciri'ni kurdular.
İzmir'in her yerindeler.
Hakemlikteki en verimli yıllarım, gençlik yıllarım.
Sait kaptan da öyle, yaşça azıcık küçüğümdür.
O da top oynamaya meraklıydı.
Bir akşam dükkânın önünden geçerken selam verdim 'Metin hocam haftaya çok zor, önemli maçımız var seni verirler mi ?' dedi.
'Verirlerse çıkarız' dedim.
Coşkun Evin hocam başkanlığındaki İzmir Futbol İl Hakem Kurulu, Sait başkanın bahsettiği maça atamaz mı ?
'Haydaaa buyur burdan yak' derler hani, o misali.
Evliya mısın be mübarek.
Alsancak Stadı'ndaki antrenmanımızda maçımı öğrendim, doğru kurulumuzun yanına.
Hepsi yan yana.
Coşkun Evin, Hüsnü Özdemiroğlu (merhum), Fethi Gördük, Murat Badal ile Fatih Tanfer hocalarım, bir de İzmir Futbol İl Temsilcimiz Avni Yelkenbiçer (merhum) Avni baba, Avni hocam.
Direk lafa girdim, 'Hocam benim maç, Eşrefpaşa takımları' daha lafımı bitirmeden, Coşkun hocam Allah sağlıklı ömür versin.
'Ne o maçı beğenmedin mi ?'
'Yok hocam' der demez, lafımı kesti.
'Biz sana güveniyoruz, çık yönet' dedi, diğer hocalarım da tebessümle bakıyordu.
İdman sonrası eve gidiyorum, Yapıcıoğlu'na.
Başdaş Market'in önünden geçmek var, gel de geç şimdi.
Sait, 'Ben demedim mi kalbim temiz' diyecek.
Halı sahada bile top oynamışlığımız var.
Saha başka, sokak başka.
En iyisi görünmemek, diye düşündüm.
Eve giderken Rakım Elkutlu Caddesi'nden değil, Cici Park tarafından dolandım.
3 gün aynı B planını uyguladım.
Hiç görünmedim, sahada buluştuk.
Veee...
Çıktık maça.
Yeşilyurt Sahası, bina tarafı, deniz tarafı.
Sait başkan, ceza alanı içinde öyle bir attı ki kendini, iki defa döndü yerde.
Penaltı bekliyor.
'Kalk Sait kalk' dedim, devam.
Kalktı dizini gösteriyor, zemin zımpara gibiydi zaten, kanamış.
'Öyle de atlanmaz ki' demiş oldum.
O zaman sarı kart gösterilmezdi, okkalı bir 'Kalk' sözü yetti.
Ha burada dükkandaki çay ikramlarını kabul ettim, içtim.
Yanındaki yenilenleri paramla aldım.
Veresiye hiç yapmadım, deftere filan yazdırmadım.
Sait'e güvenmediğimden değil ne olur ne olmaz, arkadaş, kardeş de olsak.
Ortada bir maç var, o futbolcu ben de hakem.
Sonra kulaklarım çınlamasın, diye.
Maç mı ne oldu ?
Sahada iken bile skoru takip etmezdim, kupa maçlarında yardımcı hakemlerime hatırladın derdim o kadar.
Bana ne skordan.
Gevşemeyeyim diye.
O maç ne oldu kısmı hiç hatırlamıyorum işte.
Unutmadığım tek bir şey var, yürümeyi severim ama o maçtan sonra iki hafta taksiyle evime gittim.
***
Gelelim Akın ağabeyime, başkanıma.
Parti ilçe başkanlığına değil, daha çok kulüp başkanlığı kısmına bakıyorum.
Yeşilova, semti, kulübü, onların hayatı, canı.
Kıraathaneleri var, kıraathane diyorum, kitap da var çünkü.
Duvarlar mabed gibi tarih kokuyor.
Nacizane beinm bile haberlerim asılmış.
Büyük adam, Tatlı Mustafa lakabıyla ün yapan Mustafa Küçükoğullarından hocam.
Allah gani gani rahmet eylesin, mekânı cennet olsun, çok severdim.
Hele bir 'Meto' deyişi vardı ki.
Hocamın ardından yaşama veda eden, hayat arkadaşı güzel insan Kamuran teyzeme de rahmet diliyorum, nurlar içinde yatsın.
Kolay değil, evde 4 erkek.
Hepsi çılgın, hepsi dobra.
Oğulları Akın Küçükoğullarından, Metin Küçükoğullarından, Serkan Küçükoğullarından.
Mustafa hocamın başkan ve antrenör olduğu dönemlerde profesyonel liglerde maçlarına çıktım.
İnanır mısınız sonuç ne olursa olsun, bana hiç sallamadı, eleştirmedi.
Maç dışı elini öpmek isterdim, öptürmez sarılırdı.
3.Lig'deki ilk düdük maçım Bornova Sahası'nda idi, Yeşilova - Bornovaspor maçı idi mesela, gözlemcim de Sedat Bor.
Allah'ın izniyle zor sınavdan geçmiştim.
Akın ağabeyimin maçlarına yaşım gereği çıkamadım ama.
Adaşım Metin ile teknik adam olarak, Serkan kardeşim ile de futbolcu olarak amatör, profesyonel maçlarında çok karşılaştık.
Haber yaptım, yıldız verdim, bazen 4 yıldız, bazen de tek yıldız verdim.
Dostluk başka, iş başka.
Şöyle bir geçmişe bakıyorum da.
Hakem ve gazeteci olarak.
Her şeyden önce ve de en önemlisi insanın birbirine bakacak yüzü olmalı, alnı açık olmalı.
Karnımız ağrımıyor şükür.
Halisane duygular taşıyorum Sait ve Akın başkanlarımla.
İkinizle beraber röportaj yapmak şart oldu.
Eğer kabul ederseniz.
'...bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim' der Nazım Hikmet usta.
Aynen öyle.
Mesela benden başkan olmaz
İkiniz de başkanlığa yakışıyorsunuz.
Hayırlı, uğurlu olsun inşallah.
Allah utandırmasın.
Gerisi de teferruat.
Seviyorum sizleri.
Ekmeği tuza banıp, banıp yer gibi...
NOT; Düzelmesi gereken sorunlar var İzmir sporunda ve de futbolunda, konular bende. Bir omuz atarsanız, hallederiz. Halkı düşünerek ve de adilane...