“İçimizin Direksiyonu Bize Meydan Okuduğunda”
Gün içinde bazen öyle anlar olur ki, hiçbir şey yapmasanız bile içinizde bir yer kıpırdar. Kalabalığın içinde yürürken, işte bir mola verirken ya da eve dönerken… Dışarıdan bakıldığında sıradan bir an gibi görünür; ama insanın içi hiç de öyle değildir. Sanki görünmez bir el, duyguların ayarını değiştirir. Kontrol sizdedir sanırsınız, oysa çoktan kaymıştır. İşte o anlarda hepimiz aynı gerçeğin kapısında dururuz: Kendimize söz geçiremediğimiz zamanlarla sınanırız.
Bu zamanlar yüksek sesli değildir, hayatın fonunda ve çoğu zaman kimsenin fark etmediği kadar sessiz yaşanır. Bir kararın eşiğinde gidip gelirsiniz; “tamam” dersiniz, sonra geri çekilirsiniz. İçinizde iki farklı ses konuşur sanki: Biri ilerlemek ister, diğeri beklemek. Biri cesur, diğeri ihtiyatlıdır. Hangisinin sözü geçerse günün rengi de ona göre değişir.
En zor olan, çoğu zaman hissettiklerimize isim koyamamaktır. Adını koyamadığınız bir duyguyla mücadele etmek, bir gölgeyle savaşmaya benzer. Kaynağını bilmediğiniz bir hüzün çöker… Sebebini açıklayamadığınız bir öfke yükselir… Kararsızlık uzar gider… İşte kendimize söz geçiremediğimiz anların hikâyesi tam da bu görünmez boşluklarda filizlenir.
Bir de hepimizin bildiği o çelişkili hâller vardır:
“Yapmamam gerekiyor ama yapıyorum.”
“Yapmam gerekiyor ama yapamıyorum.”
İnsanın kendine bile itiraf edemediği en dürüst çırpınışlarıdır bunlar.
Yine de tüm bu karışıklığın içinde bir gerçek saklıdır: İnsan, toparlanmayı bilen bir varlıktır. Bir sabah daha dingin uyanırız. Bir cümle içimize ışık gibi değer. Bir an, her şeyi yeniden başlatır. Ve anlarız ki kendimize söz geçirememek bir zayıflık değil; insan olmanın en yalın hâlidir.
Belki de mesele, her şeyi kontrol etmek değildir. Bazen sadece kendi iç karmaşamıza eşlik etmek, onu duymak ve anlamaya çalışmak yeterlidir. Çünkü çoğu zaman anlaşıldığını hisseden duygular sakinleşir.
Kendimize söz geçiremediğimiz anların hikâyesi, aslında kendimizle barışmaya giden sessiz bir yolculuktur. Ve çoğu zaman, düşündüğümüzden daha aydınlıktır.
Sinem Aksema
Radyo Ve Televizyon Programcısı
Köşe Yazarı
Yorumlar
Kalan Karakter: