İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), medyada etik değerlerin giderek yok olmasına ilişkin sert ifadelerin yer aldığı bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, gazetecilerin toplumun doğru bilgi edinme hakkı adına görev yaptığı ve bu nedenle basının demokrasilerde “dördüncü güç” olarak kabul edildiği hatırlatıldı.
Ancak bu kutsal mesleğin, bazı kişiler tarafından çıkar kapısı, tehdit aracı ve yasadışı faaliyetlere kalkan yapıldığının vurgulandığı açıklamada, “İnsan haysiyetiyle oynayan, etik değerleri ve haberciliği yok sayan bir anlayış hızla yükselmektedir” denildi.
İZMİR GAZETECİLER CEMİYETİ'NİN YAPTIĞI AÇIKLAMA
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda gazetecilik; basın özgürlüğü ve düşünceyi açıklama/yayma özgürlüğü kapsamında korunur. Bu özgürlükler, halkın haber alma hakkını destekleyen temel haklar olarak düzenlenmektedir.
- Anayasa Madde 26 (Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti) bu kapsamda gazetecilik faaliyetlerini (haber toplama, yorumlama, yayımlama) korur.
- Madde 28 ise basın özgürlüğünü net bir şekilde tanımlar: Basın hürdür, sansür edilemez. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirler alır.
Gazeteciler, toplumun doğru bilgi edinme hakkı adına hareket eder; bu nedenle basın, demokraside “dördüncü güç” olarak nitelendirilir.
Ancak böylesine değerli ve nitelikli olan mesleğimizi kendilerine “çıkar kapısı, tehdit malzemesi ve diğer yasadışı işlerine kalkan” yapanlar giderek çoğalmakta, insan haysiyetiyle oynayan, etik değerleri ve haberciliği yok sayan bir anlayış hızla yükselmektedir.
Bir büyük tehlike de medya sahipliği yapısında yaşanmaktadır.
Paranın hızla el değiştirdiği, yasadışı güçlerin siyasi erke dayanarak legalleşmeye çalıştığı, sanal kumardan uyuşturucuya kadar kirli paranın çeper çeper yayıldığı Türkiye panoramasında medya, maalesef önde gelen ‘aklama’ araçlarından biri olmaya başladı.
İsyanımız büyük!
Bu gidişat durdurulmak zorundadır.
- Basın meslek örgütlerinin önerileriyle yeni bir basın kanunu hazırlanması,
- Meslek örgütleri tarafından verilecek basın kartlarına yeniden değer kazandırılması,
- Medyanın sahiplik yapısı yoluyla diğer ticari işlere kalkan yapılmasının önlenmesi,
- Ve mesleğimize “Etik Standartlar” getirilerek sözde gazetecilere prim verilmemesi, öncelikli beklentilerimiz ve çağrımızdır.
Türkiye için asıl büyük tehlike, gerçek gazeteciler cezaevlerine atılıp, gözaltı ve işsizlikle gözdağı verilirken, medya sektörünün şantajcılara, uyuşturucuya, mafyaya, kara paraya, sanal kumara bulanmış kişilere bırakılmak istenmesidir.
Kamuoyunu aydınlatmakla yükümlü bir mesleğin temsilcileri olarak, elimizdeki fenerin ışığını söndürmemeye kararlıyız.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak gelinen bu tabloda sessiz kalmayacağımızı, bir yıl önce kurduğumuz ‘Etik Değerleri İzleme Komisyonu’ ile kentimiz başta olmak üzere tüm bu gidişata ‘dur’ demek için mücadelemizi ve çabalarımızı sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
İZMİR GAZETECİLER CEMİYETİ YÖNETİM KURULU
Yorumlar
Kalan Karakter: