1960’larda ABD’nin Project Pluto kapsamında geliştirmeye çalıştığı nükleer enerjili füze projesi, yüksek riskleri nedeniyle yarım kalmıştı. Nükleer güce sahip füzeler, kimyasal yakıt yerine nükleer fisyonla aşırı ısıtılmış havayı kullanan ramjet motorlarıyla çalışıyor ve bu da çok uzun menzil ile yüksek hız sağlıyor. Ancak bu teknoloji, doğası gereği büyük tehlikeler barındırıyor.
Günümüzde Rusya, Burevestnik adı verilen nükleer enerjili füzesini 21 Ekim 2025’te test ettiğini ve füzenin 15 saatte 14.000 km yol aldığını iddia ediyor. Bu durum, başarı sağlanırsa füzenin son derece tehlikeli bir silaha dönüşebileceği anlamına geliyor.
Ancak nükleer enerjili füzeler çok ciddi riskler taşıyor. 2019’daki bir Rus testinde füze patlamış, yedi kişi ölmüş ve atmosfere radyasyon yayılmıştı. Nükleer reaktörler ağır, hassas ve hızlı hareket eden bir füze için uygun değil; ayrıca aşırı ısınma, radyoaktif sızıntı ve olası kazalar büyük tehdit oluşturuyor. Füzenin uçuş sırasında radyoaktif egzoz yayma ihtimali bile başlı başına büyük bir risk.
Bunun yanında bu tür füzelerin güvenli şekilde depolanması da zor. Depolama sırasında yaşanabilecek bir kaza veya düşman saldırısı, füzenin sahibi ülke için felakete dönüşebilir.
Sonuç olarak, nükleer enerjili füzeler teknolojik olarak cazip görünse de, beraberinde getirdiği devasa riskler nedeniyle “elde etmeye değer mi?” sorusu giderek daha fazla tartışılıyor.

Yorumlar
Kalan Karakter: