İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve ICLEI İklim Eylemi Küresel Yürütme Komitesi Eş Başkanı Tunç Soyer, Sürdürülebilir Kentler Ağı (ICLEI) ve Bonn Belediyesi’nin birlikte düzenlediği Daring Cities (Cesur Şehirler) konferansına katıldı. Odağında İklim Acil Durumu’nun olduğu konferansta konuşan Başkan Tunç Soyer, İzmir’in Türkiye'de 2030 hedefi doğrultusunda hem Yeşil Şehir hem de İklim Eylem planlarını tamamlayan ilk şehir olduğunu belirterek sözlerine başladı.
Başkan Soyer, “Türkiye'nin en büyük elektrikli otobüs filosuna sahip olmamız, belediye binalarında yenilenebilir enerji kurulumu kapasitemiz, su, gıda ve biyoçeşitlilik konusundaki entegre stratejimiz ve son iki yılda İzmir'in yaşadığı deprem, yangın, sel ve tabii ki COVID19 pandemisi gibi tüm afetlerle mücadele etmek için kriz belediyeciliği eylemlerimiz gibi başarılarımızın ayrıntılarını sizlere aktarabilirim. İzmir gibi birçok Cesur Kent (Daring Cities) için bu konuların önceliğe sahip olduğunu biliyorum. Ancak bugün size farklı bir bakış açısı sunmak ve yeni bir yerel ve küresel eylem alanı olarak İklim Acil Durumu’nun kültürel ayağını ele almak istiyorum” dedi.
Soyer, iklim krizinin esasen doğadan kopuşun ve insanın kendine yabancılaşmasının bir sonucu olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Gezegenimizin ve insanlığın karşılaştığı bu ilk büyük yapay felaketle başa çıkmanın yolu çok açıktır: İyilikte yarışmak. ICLEI'yi, gelecek yıl Daring Cities programının bir parçası olarak İklim Acil Durumu eyleminin kültürel ayağını dikkate almaya çağırıyorum. Bonn Belediye Başkanı ve eş-başkan olan meslektaşım Katja Dörner ile ICLEI bünyesinde yürüttüğümüz iklim portföyünün bu yeni genişlemeyi sağlamak için önemli fırsatlar sunduğuna inanıyorum. Çünkü İklim Acil Durumu ancak kültürel bir devrimi besleyerek ele alınabilir.”
Başkan Soyer, “Türkiye'nin en büyük elektrikli otobüs filosuna sahip olmamız, belediye binalarında yenilenebilir enerji kurulumu kapasitemiz, su, gıda ve biyoçeşitlilik konusundaki entegre stratejimiz ve son iki yılda İzmir'in yaşadığı deprem, yangın, sel ve tabii ki COVID19 pandemisi gibi tüm afetlerle mücadele etmek için kriz belediyeciliği eylemlerimiz gibi başarılarımızın ayrıntılarını sizlere aktarabilirim. İzmir gibi birçok Cesur Kent (Daring Cities) için bu konuların önceliğe sahip olduğunu biliyorum. Ancak bugün size farklı bir bakış açısı sunmak ve yeni bir yerel ve küresel eylem alanı olarak İklim Acil Durumu’nun kültürel ayağını ele almak istiyorum” dedi.
Soyer, iklim krizinin esasen doğadan kopuşun ve insanın kendine yabancılaşmasının bir sonucu olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Gezegenimizin ve insanlığın karşılaştığı bu ilk büyük yapay felaketle başa çıkmanın yolu çok açıktır: İyilikte yarışmak. ICLEI'yi, gelecek yıl Daring Cities programının bir parçası olarak İklim Acil Durumu eyleminin kültürel ayağını dikkate almaya çağırıyorum. Bonn Belediye Başkanı ve eş-başkan olan meslektaşım Katja Dörner ile ICLEI bünyesinde yürüttüğümüz iklim portföyünün bu yeni genişlemeyi sağlamak için önemli fırsatlar sunduğuna inanıyorum. Çünkü İklim Acil Durumu ancak kültürel bir devrimi besleyerek ele alınabilir.”