İzmir Serbest Bölgesi (İZBAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, Ocak ayı
içinde depremin ekonomik maliyetlerini konu alan “Yapısal Olmayan Risklerin
Yönetimi” konulu eğitim çalışmasına ev sahipliği yaptıklarını anımsatarak, “Bu
eğitimin ne kadar önemli olduğunu, birkaç gün sonra yaşadığımız depremde anladık.
Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın değerini elbette ölçemeyiz. Acıları hepimizin
yüreğini dağlıyor. Hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz. Ancak bu acılardan gereken
dersleri alarak, Türkiye’yi yeni depremlere en üst seviyede hazırlayacak kaynakları
garanti altına almalıyız.” dedi.
''Deprem vergisi değil, deprem fonu''
Dünyanın en riskli deprem ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin, yaşadığı
yıkımların azaltılması için sürdürülebilir finansal kaynağa ihtiyaç duyduğunu
kaydeden Sevimli, İşsizlik Sigortası Fonu’nda başarıyla uygulanan sistemin Deprem
Fonu’nda da uygulanmasını ve amacı dışında kullanılmasını engelleyecek yasal
güvenceye kavuşturulmasını önerdi. Deprem Fonu’nu oluşturacak kaynakların,
toplumun tüm kesimlerince adil olarak karşılanması gerektiğine dikkat çeken Eyüp
Sevimli, şu değerlendirmeyi yaptı:
''İşsizlik sigortası fonu en iyi örnek''“1999 yılından bugüne başarıyla uygulanan İşsizlik Sigortası Fonu, iyi bir
uygulama örneği olarak karşımızda duruyor. Pandemi döneminde bu fonun
önemini işverenler olarak yaşayarak tecrübe ettik. Deprem Fonu için de benzer
bir model kurgulanabilir. Fonda toplanacak kaynağın amacı dışında
kullanılmayacağı yasal güvenceye bağlanarak, profesyonelce yönetilip
nemalandırması sağlanabilir. Etkileri onlarca yıl süren deprem kaynaklı
ekonomik yıkımlar, ülkemiz ekonomisi üzerinde en önemli risk unsurunu
oluşturuyor. Sadece konutlar değil, fabrikalarımız ve üretim tesislerimiz de
gerek yapısal özellikleri gerekse acil durum planları ile depremlere hazır
olmalı.”
''Ulusal deprem konseyi yeniden oluşturulmalı''İZBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, 1999 depreminden sonra
oluşturulmasına rağmen 2007 yılında lağvedilen Ulusal Deprem Konseyi’nin de
yeniden kurularak, alanlarında uzman bilim insanlarının kamu otoritesinin liderliğinde
bir araya getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Türkiye’nin en yetkin deprem bilimcilerinin Kahramanmaraş yöresindeki
depremler için defalarca uyarılarda bulunduklarını, depremin yeri ve şiddetine yönelik
nokta atışı tahminler yaptıklarını anımsatan Sevimli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benzer ikazlar bilim insanlarımız tarafından defalarca İstanbul için
yapılıyor. Hükümetimizin, yerel yönetimlerimizin tehdidi en üst seviyede
ciddiye alarak, kaynak aktararak, kentlerimizin depreme hazırlık seviyelerini
artırmaları gerekiyor. İmar planlarının, kent yerleşimlerinin deprem gerçeğini
gözeterek yapılması hayati önem taşıyor. Ülkemizin bu acıları yeniden
yaşamaması için hazırlık süreçlerimizi ve seviyemizi en üst seviyeye taşımamız
gerekiyor.”
içinde depremin ekonomik maliyetlerini konu alan “Yapısal Olmayan Risklerin
Yönetimi” konulu eğitim çalışmasına ev sahipliği yaptıklarını anımsatarak, “Bu
eğitimin ne kadar önemli olduğunu, birkaç gün sonra yaşadığımız depremde anladık.
Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın değerini elbette ölçemeyiz. Acıları hepimizin
yüreğini dağlıyor. Hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz. Ancak bu acılardan gereken
dersleri alarak, Türkiye’yi yeni depremlere en üst seviyede hazırlayacak kaynakları
garanti altına almalıyız.” dedi.
''Deprem vergisi değil, deprem fonu''
Dünyanın en riskli deprem ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin, yaşadığı
yıkımların azaltılması için sürdürülebilir finansal kaynağa ihtiyaç duyduğunu
kaydeden Sevimli, İşsizlik Sigortası Fonu’nda başarıyla uygulanan sistemin Deprem
Fonu’nda da uygulanmasını ve amacı dışında kullanılmasını engelleyecek yasal
güvenceye kavuşturulmasını önerdi. Deprem Fonu’nu oluşturacak kaynakların,
toplumun tüm kesimlerince adil olarak karşılanması gerektiğine dikkat çeken Eyüp
Sevimli, şu değerlendirmeyi yaptı:
''İşsizlik sigortası fonu en iyi örnek''“1999 yılından bugüne başarıyla uygulanan İşsizlik Sigortası Fonu, iyi bir
uygulama örneği olarak karşımızda duruyor. Pandemi döneminde bu fonun
önemini işverenler olarak yaşayarak tecrübe ettik. Deprem Fonu için de benzer
bir model kurgulanabilir. Fonda toplanacak kaynağın amacı dışında
kullanılmayacağı yasal güvenceye bağlanarak, profesyonelce yönetilip
nemalandırması sağlanabilir. Etkileri onlarca yıl süren deprem kaynaklı
ekonomik yıkımlar, ülkemiz ekonomisi üzerinde en önemli risk unsurunu
oluşturuyor. Sadece konutlar değil, fabrikalarımız ve üretim tesislerimiz de
gerek yapısal özellikleri gerekse acil durum planları ile depremlere hazır
olmalı.”
''Ulusal deprem konseyi yeniden oluşturulmalı''İZBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, 1999 depreminden sonra
oluşturulmasına rağmen 2007 yılında lağvedilen Ulusal Deprem Konseyi’nin de
yeniden kurularak, alanlarında uzman bilim insanlarının kamu otoritesinin liderliğinde
bir araya getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Türkiye’nin en yetkin deprem bilimcilerinin Kahramanmaraş yöresindeki
depremler için defalarca uyarılarda bulunduklarını, depremin yeri ve şiddetine yönelik
nokta atışı tahminler yaptıklarını anımsatan Sevimli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benzer ikazlar bilim insanlarımız tarafından defalarca İstanbul için
yapılıyor. Hükümetimizin, yerel yönetimlerimizin tehdidi en üst seviyede
ciddiye alarak, kaynak aktararak, kentlerimizin depreme hazırlık seviyelerini
artırmaları gerekiyor. İmar planlarının, kent yerleşimlerinin deprem gerçeğini
gözeterek yapılması hayati önem taşıyor. Ülkemizin bu acıları yeniden
yaşamaması için hazırlık süreçlerimizi ve seviyemizi en üst seviyeye taşımamız
gerekiyor.”