Dünyayı etkisi alan Covid-19 ile mücadele tüm hızıyla devam ediyor. Ancak uzun pandemi sürecinin yarattığı stres ve hastalıktan korunmak için sıklıkla başvurulan maske ve hijyen ürünleri bazı dermatolojik hastalıklara davetiye çıkarabiliyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Nermin Filizci Varılsüha, psikolojik endişelere neden olan Covid-19’un psikosomatik cilt hastalıklarının da tetiklenmesine yol açtığı konusunda herkesi uyardı.
Hem pandemi sürecinin kendisinin yarattığı stresin hem de alınan hijyen önlemlerinin bazı deri hastalıklarının artışında rol oynadığını söyleyen Varılsüha, “Psikolojik etkenlerle ortaya çıkan bedensel hastalıkların başında cilt hastalıkları geliyor. Çünkü cildimiz stresle tetiklenen hastalıklardan büyük ölçüde etkileniyor.
Yoğun kaygı ve stres derinin bağışıklık fonksiyonlarında değişikliklere neden olarak çeşitli reaksiyonları tetikleyebilir, kaşıntı, terleme, yüzde kızarma ve yanma gibi geçici problemlere yol açabilir. Ayrıca sedef, egzama, kronik ürtiker, sivilce(akne), saç kıran(alopesi) gibi hastalıklar pandemi, depresyon, anksiyete gibi kaygının yüksek olduğu dönemlerde etkisini artırarak şiddetlenir ve sıklıkla tekrarlar” dedi.
El egzaması en sık görülen sorunlardan biri
Pandemi sürecinde en sık karşılaşılan cilt hastalıklarının başında halk arasında ‘el egzaması’ olarak bilinen el dermatiti olduğunu söyleyen Dr. Varılsüha, ayrıca elleri sık sık sabunla yıkamanın ve dezenfektan, kolonya gibi alkol içerikli ürünlerin kullanımındaki artışa bağlı olarak cilt problemlerinin beraber geldiğinin altını çizdi. Cildin doğal yapısının bozulduğunu vurgulayan uzman doktor, yapılması gerekenler konusunda şunları söyledi:
“Ellerde kızarıklık, kuruluk, çatlama, sızlama, kepeklenme, kabuklanma, su dolu kabarcıklar ve sulantı ile ortaya çıkan el egzaması için mutlaka renksiz kokusuz sabunlar tercih edin. Ellerinizi yıkadıktan sonra sık sık nemlendirin. İçinde bulunduğumuz soğuk havalar da kuruluğu tetikleyebilir. Çok sıcak su kullanmayın ve eğer mümkünse el hijyeni için dezenfektan yerine su ve sabunu tercih edin.”
Sivilcelerde artış
Evde kalarak geçirdiğimiz uzun saatlerin beslenme ve uyku düzenini etkilediğini buna bağlı olarak yağ bezlerinin de aktifleşerek yüz bölgesi başta olmak üzere vücudun pek çok yerinde sivilceye neden olabileceğini hatırlatan Varılsüha, “Bu duruma bir de sürekli taktığımız maskeler eklendiğinde sivilceler kaçınılmaz oluyor. Maskenin etkisiyle; yüzde nemlenme, terleme gibi sorunlar oluşuyor ve cildimiz hava alamıyor. Nem ve havasız ortamda artan yağlanma özellikle çene ve ağız bölgesinde sivilcelerle kendini gösteriyor. Özellikle yağlı ciltlerde terlemeyle beraber yağ salgısının artması ciltteki gözeneklerin tıkanmasına, bunun sonucunda da sivilce oluşumuna yol açabiliyor. Bunu engellemek için maskeler sık sık değiştirilmeli, maske altına makyaj uygulanmamalı, dışarıdan eve gelindiğinde yüz cilde özel ürünlerle temizlenmeli, bozulan cilt temizleme rutini aksatılmamalı ve mutlaka beslenme düzenine dikkat edilmelidir” diye konuştu.
Akne başta olmak üzere bahsedilen pek çok sorunun cilt hastalığı olduğunu ve tedavilerinin mutlaka cilt doktoru olan dermatologlar tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan Varılsüha, ‘evde kal’ uyarıları ve virüs korkusunun bazı hastalıkların tanı ve tedavisini geciktirebileceğini söyledi. Virüsün bulaşma riskine karşı önlem alırken erken tanı ve tedavi için de ‘geç kalmayın’ uyarısında bulundu.
Hem pandemi sürecinin kendisinin yarattığı stresin hem de alınan hijyen önlemlerinin bazı deri hastalıklarının artışında rol oynadığını söyleyen Varılsüha, “Psikolojik etkenlerle ortaya çıkan bedensel hastalıkların başında cilt hastalıkları geliyor. Çünkü cildimiz stresle tetiklenen hastalıklardan büyük ölçüde etkileniyor.
Yoğun kaygı ve stres derinin bağışıklık fonksiyonlarında değişikliklere neden olarak çeşitli reaksiyonları tetikleyebilir, kaşıntı, terleme, yüzde kızarma ve yanma gibi geçici problemlere yol açabilir. Ayrıca sedef, egzama, kronik ürtiker, sivilce(akne), saç kıran(alopesi) gibi hastalıklar pandemi, depresyon, anksiyete gibi kaygının yüksek olduğu dönemlerde etkisini artırarak şiddetlenir ve sıklıkla tekrarlar” dedi.
El egzaması en sık görülen sorunlardan biri
Pandemi sürecinde en sık karşılaşılan cilt hastalıklarının başında halk arasında ‘el egzaması’ olarak bilinen el dermatiti olduğunu söyleyen Dr. Varılsüha, ayrıca elleri sık sık sabunla yıkamanın ve dezenfektan, kolonya gibi alkol içerikli ürünlerin kullanımındaki artışa bağlı olarak cilt problemlerinin beraber geldiğinin altını çizdi. Cildin doğal yapısının bozulduğunu vurgulayan uzman doktor, yapılması gerekenler konusunda şunları söyledi:
“Ellerde kızarıklık, kuruluk, çatlama, sızlama, kepeklenme, kabuklanma, su dolu kabarcıklar ve sulantı ile ortaya çıkan el egzaması için mutlaka renksiz kokusuz sabunlar tercih edin. Ellerinizi yıkadıktan sonra sık sık nemlendirin. İçinde bulunduğumuz soğuk havalar da kuruluğu tetikleyebilir. Çok sıcak su kullanmayın ve eğer mümkünse el hijyeni için dezenfektan yerine su ve sabunu tercih edin.”
Sivilcelerde artış
Evde kalarak geçirdiğimiz uzun saatlerin beslenme ve uyku düzenini etkilediğini buna bağlı olarak yağ bezlerinin de aktifleşerek yüz bölgesi başta olmak üzere vücudun pek çok yerinde sivilceye neden olabileceğini hatırlatan Varılsüha, “Bu duruma bir de sürekli taktığımız maskeler eklendiğinde sivilceler kaçınılmaz oluyor. Maskenin etkisiyle; yüzde nemlenme, terleme gibi sorunlar oluşuyor ve cildimiz hava alamıyor. Nem ve havasız ortamda artan yağlanma özellikle çene ve ağız bölgesinde sivilcelerle kendini gösteriyor. Özellikle yağlı ciltlerde terlemeyle beraber yağ salgısının artması ciltteki gözeneklerin tıkanmasına, bunun sonucunda da sivilce oluşumuna yol açabiliyor. Bunu engellemek için maskeler sık sık değiştirilmeli, maske altına makyaj uygulanmamalı, dışarıdan eve gelindiğinde yüz cilde özel ürünlerle temizlenmeli, bozulan cilt temizleme rutini aksatılmamalı ve mutlaka beslenme düzenine dikkat edilmelidir” diye konuştu.
Akne başta olmak üzere bahsedilen pek çok sorunun cilt hastalığı olduğunu ve tedavilerinin mutlaka cilt doktoru olan dermatologlar tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan Varılsüha, ‘evde kal’ uyarıları ve virüs korkusunun bazı hastalıkların tanı ve tedavisini geciktirebileceğini söyledi. Virüsün bulaşma riskine karşı önlem alırken erken tanı ve tedavi için de ‘geç kalmayın’ uyarısında bulundu.