“Küçük esnaf 281 lirayla rahatlamaz!”
Getirilen düzenlemenin küçük esnafı rahatlatmayacağını ifade ederek sözlerine başlayan Sındır, “Uzun zamandır ilk defa Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından bir bilgi notu ve etki analizi sunuldu. Ancak etki analizinde hepsi 235 milyon liralık bir vergi kaybı etkisinden bahsediliyor. Dolayısıyla küçük esnaf başına bunu bölerseniz ortalaması 281 liraya tekabül ediyor. Diğer bir deyişle küçük esnafa yıllık 281 liralık bir rahatlama getiriliyor. Küçük esnaf getirilen bu düzenlemeyle rahatlamayacağı, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan ve yok oluş sürecinden kurtaramayacağı maalesef ortada.” dedi.
“Çiftçi başına ortalama 200 liralık bir istisna!”
Çiftçilerle ilgili yapılan düzenlemeleri de eleştirerek sözlerine devam eden Sındır, “Çiftçilere yapılan destekleme ödemelerinin gelir vergisinden istisna edilmesiyle 600 milyon lira vergi kaybı oluşacağı söyleniyor. Özetle çiftçi başına yıllık 200 liralık bir fayda, dolayısıyla vergi kaybı söz konusu. Destekleme ödemelerinden vergi alınmaması tabii ki uzun zamandır ısrarla dile getirdiğimiz olması gereken bir düzenleme fakat Ziraat Bankası üzerinden ödenmesi gereken tarımsal destekleme ödemesi çiftçiye daha ödenmeden, çiftçinin elektrik veya su borcu varsa bunlara mahsuben, üretimde kullanılamadan kesiliyor, gasp ediliyor. Peki, destekleme ödemesi daha eline geçmeden yapılan bu kesinti, çiftçinin borçlarına, çiftçiye bir rahatlık getirecek mi? Tarımsal desteklemelerden vergiyi kesmekle iş bitiyor mu? Yatlara satılan mazottan ÖTV alınmıyor ama çiftçinin üretimde kullandığı mazottan ÖTV vergisi alınıyor. Bu o kadar ciddi bir rakam ki "tarımsal destekleme" adı altında bir yıl içerisinde verilen toplam desteğin neredeyse tamamı kadar mazottan ÖTV vergisi alınıyor. Çiftçinin bir cebinden "Sana destek veriyorum" derken öbür cebinden onu vergi olarak geri almış oluyorsunuz.” dedi.
“Üreticilere 211 milyar lira eksik ödeme yapıldı”
Türkiye’nin dört bir yanında yanlış tarım politikaları nedeniyle çiftçilerin traktörüne, tarlasına haciz konulduğunu ifade eden Sındır, “iktidarınızda çıkardığınız tarım kanunu, bizim de destek verdiğimiz bir temel kanundu. Son on dört yılda kanun gereği çiftçiye yapılması gereken destekleme ödemesi toplam 376 milyar lira olması gerekirken, bugüne kadar ödenen toplam 165 milyar lira, yani 211 milyar lira eksik ödeme yapılmış. Çiftçimiz devletinden alacaklı durumda. Neden ödenmiyor?
“Çiftçinin borcu tam 83 kat arttı”
Üreticilerin artan bir borç yükü altında üretimden koparıldığının altını çizen Sındır, “2002 yılında çiftçilerimizin borcu 2,4 milyar liraydı. Bugün çiftçilerimizin borcu 2021 yılı temmuz ayında; kamu bankalarına 111,7 milyar, özel bankalara 37 milyar, Tarım Kredi Kooperatiflerine de 11 milyar lira olmak üzere 160 milyar liraya ulaştı. Yani 2002'ye göre çiftçi borcu, resmi rakamlara göre 67 kat arttı. Tabii, bayilere olan borç bunun içinde yok, akaryakıt istasyonlarına yaptığı veresiye ödemelerle ilgili borçlar da bunun içerisinde yok. Toplamda borcun 200 milyar lira olduğunu varsayarsak 2002'ye göre çiftçinin borcu tam 83 kat artmış durumda. Sayın Cumhurbaşkanı "Asgari ücret 16 kat arttı." diyordu ya, işte, çiftçi borcu da 83 kat artmış. Öbür taraftan bakıyorsunuz, bu çiftçi borçları dışında yine iktidarınızda vatandaşın borcu 2002'de 6,9 milyar lira iken 2021'de 24 Eylül itibarıyla 954 milyar liraya ulaşmış yani 139 kat artmış. Eğer çiftçilerimizi ve esnafımızı rahatlatmak istiyorsanız, bankalara olan borçlarının faizlerini silelim ve borç anaparasını uzun vadeye yayalım ve, borç sıkıntısından kurtaralım ve hiç olmazsa çiftçimiz, esnafımız önünü görsün.” dedi.
Getirilen düzenlemenin küçük esnafı rahatlatmayacağını ifade ederek sözlerine başlayan Sındır, “Uzun zamandır ilk defa Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından bir bilgi notu ve etki analizi sunuldu. Ancak etki analizinde hepsi 235 milyon liralık bir vergi kaybı etkisinden bahsediliyor. Dolayısıyla küçük esnaf başına bunu bölerseniz ortalaması 281 liraya tekabül ediyor. Diğer bir deyişle küçük esnafa yıllık 281 liralık bir rahatlama getiriliyor. Küçük esnaf getirilen bu düzenlemeyle rahatlamayacağı, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan ve yok oluş sürecinden kurtaramayacağı maalesef ortada.” dedi.
“Çiftçi başına ortalama 200 liralık bir istisna!”
Çiftçilerle ilgili yapılan düzenlemeleri de eleştirerek sözlerine devam eden Sındır, “Çiftçilere yapılan destekleme ödemelerinin gelir vergisinden istisna edilmesiyle 600 milyon lira vergi kaybı oluşacağı söyleniyor. Özetle çiftçi başına yıllık 200 liralık bir fayda, dolayısıyla vergi kaybı söz konusu. Destekleme ödemelerinden vergi alınmaması tabii ki uzun zamandır ısrarla dile getirdiğimiz olması gereken bir düzenleme fakat Ziraat Bankası üzerinden ödenmesi gereken tarımsal destekleme ödemesi çiftçiye daha ödenmeden, çiftçinin elektrik veya su borcu varsa bunlara mahsuben, üretimde kullanılamadan kesiliyor, gasp ediliyor. Peki, destekleme ödemesi daha eline geçmeden yapılan bu kesinti, çiftçinin borçlarına, çiftçiye bir rahatlık getirecek mi? Tarımsal desteklemelerden vergiyi kesmekle iş bitiyor mu? Yatlara satılan mazottan ÖTV alınmıyor ama çiftçinin üretimde kullandığı mazottan ÖTV vergisi alınıyor. Bu o kadar ciddi bir rakam ki "tarımsal destekleme" adı altında bir yıl içerisinde verilen toplam desteğin neredeyse tamamı kadar mazottan ÖTV vergisi alınıyor. Çiftçinin bir cebinden "Sana destek veriyorum" derken öbür cebinden onu vergi olarak geri almış oluyorsunuz.” dedi.
“Üreticilere 211 milyar lira eksik ödeme yapıldı”
Türkiye’nin dört bir yanında yanlış tarım politikaları nedeniyle çiftçilerin traktörüne, tarlasına haciz konulduğunu ifade eden Sındır, “iktidarınızda çıkardığınız tarım kanunu, bizim de destek verdiğimiz bir temel kanundu. Son on dört yılda kanun gereği çiftçiye yapılması gereken destekleme ödemesi toplam 376 milyar lira olması gerekirken, bugüne kadar ödenen toplam 165 milyar lira, yani 211 milyar lira eksik ödeme yapılmış. Çiftçimiz devletinden alacaklı durumda. Neden ödenmiyor?
“Çiftçinin borcu tam 83 kat arttı”
Üreticilerin artan bir borç yükü altında üretimden koparıldığının altını çizen Sındır, “2002 yılında çiftçilerimizin borcu 2,4 milyar liraydı. Bugün çiftçilerimizin borcu 2021 yılı temmuz ayında; kamu bankalarına 111,7 milyar, özel bankalara 37 milyar, Tarım Kredi Kooperatiflerine de 11 milyar lira olmak üzere 160 milyar liraya ulaştı. Yani 2002'ye göre çiftçi borcu, resmi rakamlara göre 67 kat arttı. Tabii, bayilere olan borç bunun içinde yok, akaryakıt istasyonlarına yaptığı veresiye ödemelerle ilgili borçlar da bunun içerisinde yok. Toplamda borcun 200 milyar lira olduğunu varsayarsak 2002'ye göre çiftçinin borcu tam 83 kat artmış durumda. Sayın Cumhurbaşkanı "Asgari ücret 16 kat arttı." diyordu ya, işte, çiftçi borcu da 83 kat artmış. Öbür taraftan bakıyorsunuz, bu çiftçi borçları dışında yine iktidarınızda vatandaşın borcu 2002'de 6,9 milyar lira iken 2021'de 24 Eylül itibarıyla 954 milyar liraya ulaşmış yani 139 kat artmış. Eğer çiftçilerimizi ve esnafımızı rahatlatmak istiyorsanız, bankalara olan borçlarının faizlerini silelim ve borç anaparasını uzun vadeye yayalım ve, borç sıkıntısından kurtaralım ve hiç olmazsa çiftçimiz, esnafımız önünü görsün.” dedi.