Büyükşehir'in yaptığı açıklama şu şekilde:
"Kamuoyunu aydınlatma sorumluluğumuz çerçevesinde öncelikle belirtmeliyiz bahsi geçen DSİ’nin Gördes Barajı’ndan vermeyi taahhüt ettiği yıllık 59 milyon metreküp su miktarına 2011 yılından bu yana hiçbir dönem ulaşılamamış, bazı yıllar hiç su verilememiştir. Büyük bir imalat hatası nedeniyle yıllardır su seviyesi yükselmeyen Gördes’in, tünel imalatlarında da kaçak olduğu yakın zamanda tespit edilmiştir. Barajın bu gün itibariyle aktif doluluk oranı yüzde 1,58’dir. 2020 yılı verilerine göre İzmir’in toplam içme suyu ihtiyacının Gördes Barajı’ndan karşılanan kısmı sadece yüzde 12’dir.
Bununla birlikte İZSU Genel Müdürlüğü yıllardır kendi taahhütlerini yerine getirerek bu yatırımın bedelini düzenli olarak faizi ile birlikte DSİ’ye ödemektedir.
Kaldı ki DSİ Genel Müdürlüğü kurulduğu 1954 yılından beri kendisine yasayla verilmiş olan görev gereği nüfusu 100 binin üzerindeki kentlerin içme suyu ihtiyacını karşılayacak yatırımları yapmak zorundadır. Bugün İzmir’in can damarı niteliğindeki Tahtalı Barajı da 1997 yılında yine DSİ tarafından kentimize kazandırılmıştır. Bu bedel de DSİ’ye ödenmektedir.
İZSU Genel Müdürlüğü’nün ve İzmir halkının bedeli kentli tarafından ödenen hiçbir proje ve yatırım için kurum ve şahıslara bir diyet borcu bulunmamaktadır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi geçmişten günümüze kentin en önemli zenginliklerinden biri olarak gördüğü körfezin temizlenmesi ve korunması görevini de hangi kurumun sorumluluğunda olduğuna bakmadan inisiyatif alarak yerine getirmektedir.
Gururla belirtmeliyiz ki İzmir bugün atıksu arıtma tesislerinin sayısı ve kapasitesiyle Türkiye’nin lideri konumundadır. 23’ü Avrupa standartlarında ileri biyolojik arıtma yapan toplam 68 atıksu arıtma tesisi İZSU Genel Müdürlüğü tarafından işletilmektedir.
Ayrıca İzmir’in atıksularının %97’si arıtılmaktadır.
Bu yatırımlar sayesindedir ki Marmara Denizi ve boğazlarda görünen müsilaj sorunu İzmir Körfezi’nde yaşanmamıştır.
2 Şubat 2021 gecesi tarihinin en büyük yağışlarından birini alan kentimizde neredeyse tüm dereler taşmasına rağmen 1995 yılındakine benzer bir facianın yaşanmaması, ya da 2009 yılında İstanbul Ayamama Deresi’nin taşması sonucu oluşan bir trajedinin tekrarlanmamış olması altyapı alanında gelinen noktayı göstermesi açısından anlamlıdır.
Türkiye’de kanalizasyon ve yağmur suyu ayrıştırması yapmayan, büyük bölümü de iktidar partisine mensup belediyeler tarafından yönetilen çok sayıda kent bulunmaktadır. Ancak İzmir bunlardan biri değildir. Bugün itibariyle 700 km’nin üzerinde ayrıştırma hattı devre alınmış, 122 km’nin yapımına ise başlanmıştır.
Son olarak ifade etmemiz gereken bir başka ayrıntı ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2019, 2020 ve 2021 yıllarının kapsayan süreçte İZSU ve ESHOT ile birlikte kente toplam 9.8 milyar lira tutarında yatırım yaptığı, aynı dönemde merkezi idarenin İzmir’deki yatırımlarının toplamının 5.92 milyar lirada kaldığı gerçeğidir."
"Kamuoyunu aydınlatma sorumluluğumuz çerçevesinde öncelikle belirtmeliyiz bahsi geçen DSİ’nin Gördes Barajı’ndan vermeyi taahhüt ettiği yıllık 59 milyon metreküp su miktarına 2011 yılından bu yana hiçbir dönem ulaşılamamış, bazı yıllar hiç su verilememiştir. Büyük bir imalat hatası nedeniyle yıllardır su seviyesi yükselmeyen Gördes’in, tünel imalatlarında da kaçak olduğu yakın zamanda tespit edilmiştir. Barajın bu gün itibariyle aktif doluluk oranı yüzde 1,58’dir. 2020 yılı verilerine göre İzmir’in toplam içme suyu ihtiyacının Gördes Barajı’ndan karşılanan kısmı sadece yüzde 12’dir.
Bununla birlikte İZSU Genel Müdürlüğü yıllardır kendi taahhütlerini yerine getirerek bu yatırımın bedelini düzenli olarak faizi ile birlikte DSİ’ye ödemektedir.
Kaldı ki DSİ Genel Müdürlüğü kurulduğu 1954 yılından beri kendisine yasayla verilmiş olan görev gereği nüfusu 100 binin üzerindeki kentlerin içme suyu ihtiyacını karşılayacak yatırımları yapmak zorundadır. Bugün İzmir’in can damarı niteliğindeki Tahtalı Barajı da 1997 yılında yine DSİ tarafından kentimize kazandırılmıştır. Bu bedel de DSİ’ye ödenmektedir.
İZSU Genel Müdürlüğü’nün ve İzmir halkının bedeli kentli tarafından ödenen hiçbir proje ve yatırım için kurum ve şahıslara bir diyet borcu bulunmamaktadır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi geçmişten günümüze kentin en önemli zenginliklerinden biri olarak gördüğü körfezin temizlenmesi ve korunması görevini de hangi kurumun sorumluluğunda olduğuna bakmadan inisiyatif alarak yerine getirmektedir.
Gururla belirtmeliyiz ki İzmir bugün atıksu arıtma tesislerinin sayısı ve kapasitesiyle Türkiye’nin lideri konumundadır. 23’ü Avrupa standartlarında ileri biyolojik arıtma yapan toplam 68 atıksu arıtma tesisi İZSU Genel Müdürlüğü tarafından işletilmektedir.
Ayrıca İzmir’in atıksularının %97’si arıtılmaktadır.
Bu yatırımlar sayesindedir ki Marmara Denizi ve boğazlarda görünen müsilaj sorunu İzmir Körfezi’nde yaşanmamıştır.
2 Şubat 2021 gecesi tarihinin en büyük yağışlarından birini alan kentimizde neredeyse tüm dereler taşmasına rağmen 1995 yılındakine benzer bir facianın yaşanmaması, ya da 2009 yılında İstanbul Ayamama Deresi’nin taşması sonucu oluşan bir trajedinin tekrarlanmamış olması altyapı alanında gelinen noktayı göstermesi açısından anlamlıdır.
Türkiye’de kanalizasyon ve yağmur suyu ayrıştırması yapmayan, büyük bölümü de iktidar partisine mensup belediyeler tarafından yönetilen çok sayıda kent bulunmaktadır. Ancak İzmir bunlardan biri değildir. Bugün itibariyle 700 km’nin üzerinde ayrıştırma hattı devre alınmış, 122 km’nin yapımına ise başlanmıştır.
Son olarak ifade etmemiz gereken bir başka ayrıntı ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2019, 2020 ve 2021 yıllarının kapsayan süreçte İZSU ve ESHOT ile birlikte kente toplam 9.8 milyar lira tutarında yatırım yaptığı, aynı dönemde merkezi idarenin İzmir’deki yatırımlarının toplamının 5.92 milyar lirada kaldığı gerçeğidir."