Buca Cezaevi Alanı Koordinasyonu 69 bin metrekarelik cezaevi alanında “Buca Nefes Alsın” sloganıyla basın açıklaması yaptı. Miting havasında geçen açıklamaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, CHP il yöneticileri, eski CHP milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar ve Bucalılar katıldı.
“Bir şey değişecek her şey değişecek”
Açıklamada konuşan Başkan Tunç Soyer, “Burası cezaeviydi, özel mülkiyet değil kamu arazisiydi. Bu arazi kamuya ait bir yer olarak kalmak zorunda. Kamu vicdanı burada yeşil alan istiyor, zeytin istiyor, ağaç istiyor, yeşil istiyor. Biz bunun sonuna kadar takipçisi ve savunucusu olmaya devam edeceğiz. Hiç kimse kamunun elinden burayı alıp ranta açamaz. Açtırtmayacağız. Sao Paulo'da olduğu gibi. Zehir gemisini nasıl İzmir'e reva gördülerse şimdi bu alanı ticarete, sanayiye, ranta reva görenlere asla izin vermeyeceğiz. Kimse İzmirlinin elinden bu araziyi alamaz. Vermeyeceğiz. Türkiye'nin her yerinde vatandaşlarımız, eğer kamu arazilerine birileri göz diktiyse hiç korkmasınlar, dirensinler, teslim etmesinler. Türkiye'ye İzmir'den şunu söylemek isterim; biz el ele verdikçe, dayanışmamızı diri tuttukça hiçbir güç elimizden bu memleketin geleceğini alamayacak. Bu memleketin geleceği emekten yana, demokrasiden yana. Yüzyıl önce atalarımız nasıl cumhuriyeti kurduysa ikinci yüzyılın da cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracak olan da bizleriz. Bir şey değişecek her şey değişecek” dedi.
İzmirlilere davaya müdahil olun çağrısı
Buca Cezaevi Alanı Koordinasyonu Yürütmesi adına açıklamayı ise TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir yaptı. Akdemir, “2019 yılı sayımına göre 510 bin 695 nüfusu ile İzmir'in en büyük ilçelerinden olan Buca'da boşaltılan bu alanın büyük bir avantaja çevrilmesi ve kamusal alan kullanımı devam ettirilmesi gerekirken; alanın yaklaşık yüzde 70'lik kısmının 25,80 metre yükseklikle konut ve ticaret alanı olarak planlandığı tespit edilmiştir. Bu kararın yapısal yoğunluğu artıracağı ve kent sağlığı açısından büyük bir risk oluşturacağı gerçektir. Buca'nın yeni bir yapılaşmaya ihtiyacı yoktur. Bu alanın konut ve ticaret olarak planlanması sonrasında oluşacak durumun bölgeye getireceği hiçbir artı olmayacağı gibi bölgeyi yaşanmaz bir hale getireceği ortadadır. Alanın kamusal alan, park, rekreasyon sosyal ve kültürel alanlar gibi değerlendirilmesi hayati bir gerekliliktir. Halkın ortak yararına açıkça aykırı olan işlemin iptal edilmesi, sonrasında bu alanın olası bir afet anında kentlilerin güvenli bir şekilde sığınacağı toplanma alanına, beton binaların gölgesinde değil ağaçların gölgesinde nefes alacak rekreasyon alanına, insan hakları açısından kabul edilemez olaylara sahne olmuş cezaevi alanının geçmişiyle ilgili ilişki kurularak halkın ortak ihtiyacını karşılayacak yeni bir Kültürpark alanına dönüşmesi için açtığımız davaya İzmirlileri en kısa sürede müdahil olmaya çağırıyorum” diye konuştu.
Açıklamanın ardından katılımcılar alana zeytin fidanı dikti. İzmir’deki deprem gerçeğine ve Buca’nın deprem toplanma alanı ihtiyacına dikkat çekmek için ise İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından da simgesel olarak çadır kuruldu.
Yetki Büyükşehir’de olmasına rağmen planlar hazırlandı
Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Barosu, Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası ve İzmir Tabip Odası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından eski Buca Cezaevi alanında betonlaşmanın önünü açan imar planlarına karşı İzmir 4. İdare Mahkemesi’ne geçen yılın son günlerinde dava açtı. Dava dosyasında planların kamu yararına ve hukuka aykırı olduğu ifade edilmiş ve yıkılan Buca Cezaevi alanında plan yapma yetkisinin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde olmasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından alanın 24 Ağustos 2020’de “Rezerv Yapı Alanı” olarak belirlendiği, kararın Büyükşehir Belediyesi’ne tebliğ edilmediği, Resmi Gazete’de yayımlanmadığı ve Büyükşehir Belediyesi’nin durumdan planların askıya çıkmasıyla haberdar olduğu ifade edildi.
Buca Cezaevi sürecinde neler yaşandı?
Buca Cezaevi 30 Ekim İzmir Depremi’nin ardından tahliye edilerek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yıkılmıştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan imar planlarının alanda yapılaşmanın önünü açması üzerine 28 Kasım’da İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP’li meclis üyeleri planların iptaline yönelik İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nde dava açılması için dilekçe vermişti.
“Bir şey değişecek her şey değişecek”
Açıklamada konuşan Başkan Tunç Soyer, “Burası cezaeviydi, özel mülkiyet değil kamu arazisiydi. Bu arazi kamuya ait bir yer olarak kalmak zorunda. Kamu vicdanı burada yeşil alan istiyor, zeytin istiyor, ağaç istiyor, yeşil istiyor. Biz bunun sonuna kadar takipçisi ve savunucusu olmaya devam edeceğiz. Hiç kimse kamunun elinden burayı alıp ranta açamaz. Açtırtmayacağız. Sao Paulo'da olduğu gibi. Zehir gemisini nasıl İzmir'e reva gördülerse şimdi bu alanı ticarete, sanayiye, ranta reva görenlere asla izin vermeyeceğiz. Kimse İzmirlinin elinden bu araziyi alamaz. Vermeyeceğiz. Türkiye'nin her yerinde vatandaşlarımız, eğer kamu arazilerine birileri göz diktiyse hiç korkmasınlar, dirensinler, teslim etmesinler. Türkiye'ye İzmir'den şunu söylemek isterim; biz el ele verdikçe, dayanışmamızı diri tuttukça hiçbir güç elimizden bu memleketin geleceğini alamayacak. Bu memleketin geleceği emekten yana, demokrasiden yana. Yüzyıl önce atalarımız nasıl cumhuriyeti kurduysa ikinci yüzyılın da cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracak olan da bizleriz. Bir şey değişecek her şey değişecek” dedi.
İzmirlilere davaya müdahil olun çağrısı
Buca Cezaevi Alanı Koordinasyonu Yürütmesi adına açıklamayı ise TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir yaptı. Akdemir, “2019 yılı sayımına göre 510 bin 695 nüfusu ile İzmir'in en büyük ilçelerinden olan Buca'da boşaltılan bu alanın büyük bir avantaja çevrilmesi ve kamusal alan kullanımı devam ettirilmesi gerekirken; alanın yaklaşık yüzde 70'lik kısmının 25,80 metre yükseklikle konut ve ticaret alanı olarak planlandığı tespit edilmiştir. Bu kararın yapısal yoğunluğu artıracağı ve kent sağlığı açısından büyük bir risk oluşturacağı gerçektir. Buca'nın yeni bir yapılaşmaya ihtiyacı yoktur. Bu alanın konut ve ticaret olarak planlanması sonrasında oluşacak durumun bölgeye getireceği hiçbir artı olmayacağı gibi bölgeyi yaşanmaz bir hale getireceği ortadadır. Alanın kamusal alan, park, rekreasyon sosyal ve kültürel alanlar gibi değerlendirilmesi hayati bir gerekliliktir. Halkın ortak yararına açıkça aykırı olan işlemin iptal edilmesi, sonrasında bu alanın olası bir afet anında kentlilerin güvenli bir şekilde sığınacağı toplanma alanına, beton binaların gölgesinde değil ağaçların gölgesinde nefes alacak rekreasyon alanına, insan hakları açısından kabul edilemez olaylara sahne olmuş cezaevi alanının geçmişiyle ilgili ilişki kurularak halkın ortak ihtiyacını karşılayacak yeni bir Kültürpark alanına dönüşmesi için açtığımız davaya İzmirlileri en kısa sürede müdahil olmaya çağırıyorum” diye konuştu.
Açıklamanın ardından katılımcılar alana zeytin fidanı dikti. İzmir’deki deprem gerçeğine ve Buca’nın deprem toplanma alanı ihtiyacına dikkat çekmek için ise İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından da simgesel olarak çadır kuruldu.
Yetki Büyükşehir’de olmasına rağmen planlar hazırlandı
Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Barosu, Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası ve İzmir Tabip Odası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından eski Buca Cezaevi alanında betonlaşmanın önünü açan imar planlarına karşı İzmir 4. İdare Mahkemesi’ne geçen yılın son günlerinde dava açtı. Dava dosyasında planların kamu yararına ve hukuka aykırı olduğu ifade edilmiş ve yıkılan Buca Cezaevi alanında plan yapma yetkisinin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde olmasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından alanın 24 Ağustos 2020’de “Rezerv Yapı Alanı” olarak belirlendiği, kararın Büyükşehir Belediyesi’ne tebliğ edilmediği, Resmi Gazete’de yayımlanmadığı ve Büyükşehir Belediyesi’nin durumdan planların askıya çıkmasıyla haberdar olduğu ifade edildi.
Buca Cezaevi sürecinde neler yaşandı?
Buca Cezaevi 30 Ekim İzmir Depremi’nin ardından tahliye edilerek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yıkılmıştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan imar planlarının alanda yapılaşmanın önünü açması üzerine 28 Kasım’da İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP’li meclis üyeleri planların iptaline yönelik İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nde dava açılması için dilekçe vermişti.