Hayat zor, hayat pahalı. Her evde çok farklı hayatlar yaşanıyor. Işıklar yanıyor ama nasıl yanıyor, bazıları da sönük. Dört duvar arasında neler yaşanıyor, biliyor musunuz ? Biraz empati, sempati lütfen. Mikrofonu uzatınca 'Çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan, internet oyunlarından, bağımlılık maddelerinden kurtarmalıyız' diyorsunuz. İcraat görelim, gösteriş değil. Bilmem kaç paralık çek hazırlamışlar, kocaman, ona da para harcayarak hem de. Poz veriyorlar bilmem kime şu kadar yardım çeki, veren belediye, kocaman harflerle. Gideceği yere gidiyor mu onu da bilemiyorum, emin değilim. Şöyle bir ricamız olacak. Sporcu öğrenciler, öğrenci sporcular, bir de çalışmak zorunda olup okuyamayan ama spor yapmaya gayret sarf eden, bir sevdanın peşinde koşan gençlerimize, kart verin. Tüm toplu taşıma araçlarına ücretsiz binsinler. Veya çok az bir meblağlı yapın. Otobüse, metroya, tramvaya, vapura binemiyor. Öğrenci, işsiz veya asgari ücretli. Parası yok, idmana, maça gidemiyor. Notumu okuyup 'Parası yoksa gitmesin' diyenler de çıkar, güzel ülkemde çok akıllılar var, maalesef. Sıcacık odasında oturduğu yerden buz gibi havadaki sporu yönetenlere bir çift lafım var. Bunun bir de öte tarafı var. O çocukların anası, babası size oy verdi de ordasınız. Bilin ve o koltuğun hakkını verin.
ANESTEZİST GÖZLEMCİ
GÖZLEMCİ ANESTEZİST
Yunanca, hissetmek daha doğrusu hissettirmemek anlamına gelir, anestezi. Beraber maça çıkmışlığımız var. Yan sahaların, İzmir ilçe, kasabalarının tozunu toprağını yutanlardandır faal olmayan hakem kardeşim Ayhan Önal. Kaliteli, karakterli bir insan evladıdır. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi iken hakemliğe devam etti, aşkla, şevkle. Nöbetlerine, icaplarına rağmen. Uzmanlığını da Ege'den aldı. Kısaca Anestezist, tam adı Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı. EÜTFH'de, İzmir Central Hospital'de, Özel Kent Hastanesi'nde çalıştı. Şimdi de Medıcana Internatıonal İzmir'de, Uz.Dr.Ayhan Önal. İçindeki saha, maç sevdası yine dürttü. Sınavlarına girdi, kazandı, gözlemciliğe başladı. Genç hakemleri izleyip not veriyor, önerilerde bulunuyor. Ameliyatta bayıltan, sahada, tribünde ayıltan kişidir Ayhan hocam, kardeşim, kolay gele, rast gele.
GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER
Hayat onlara güzel. Dolarla, avroyla paralarını alsınlar. Sırf onlar üzülmesin, zor durumda kalmasınlar diye 1 hafta öncesinden maçlar tamamlansın, sıklaştırılmış maçlarla ilk yarı bitirilsin. Mis gibi evlerine dönsünler. Oooh maşallah. Irkçı, kafatasçı değil ama, bu durumu hazmediyorum. Bizimkiler hem yedekte beklesin, kadroya giremesin. Hem de hakemler de dahil Milli ve Dini Bayramlarda, bir gün öncesinde maça çıkmak zorunda kalsınlar. Kutlayamadan, ailelerine sarılamadan, yollara düşsünler. Yabancılarımız, Türkçe okunuşuyla cıngıl bang cıngıl bang diyerek Noel Baba'dan hızlı evlerine gitti. Oh ne güzel. Oynadığın ülkenin değil kendi paranla kazan, hiç kaybetme. Her şekilde kadroya gir. Atılma, kovulma derdin yok. Kapı gibi sözleşmen var. Bir de cahilce, aymazca İstiklal Marşımız okunurken, elini beline dola, sağa sola bak, pişmiş kelle gibi sırıt, bir de cak cak sakız çiğne. Ey Türk Gençliği birinci vazifen, öğün, çalış, güven, bu bozuk düzeni bitir. Bu temel senin en kıymetli hazinendir.
AVNİ BABA OLSAYDI
Çok güzel uygulama teşekkürler İzmir ASKF. Sporumuza hizmet edip rahmete kavuşanlarımızın isimlerini liglere verdiler, bu yolda devam. U-16 Avni Yelkenbiçer Ligi'nde Alaçatıspor - Narlıdere Belediyespor müsabakası her iki takımın sahaya gelmemesi nedeniyle oynanmadı. Maça çıkmamanın cezası 3-0 hükmendir, anında yapıştırırlar. Hakemler, gözlemci, saha komiseri geldi ya, boşa gitmenin acısını bu çocuklardan çıkarmayın lütfen. İki takım aynı anda gelmediğine göre, gelememiştir. Vardır bir haklı sebebi. En büyük nedeni de maçın tarihi, saati veya yeri değiştirmiştir, garanti haber de verilmemiştir. Şu ortamda, hayat da pahalı, bir de korona illeti bir yandan ceza kesmeyin hemen. Mekânı cennet olsun Avni Yelkenbiçer hocam, dilekçeye rağmen, araştırır, birebir görüşür, ceza verdirmemek için çabalardı. Biliyoruz da yazıyoruz, bekleyip göreceğiz, ne olacak.
MİLLİ DOĞAN AKI'YA VEDA
1935'de Nazili'de doğdu, büyüdü, İzmir'de yaşadı, vefat etti, Nazilli'de naaşı defnedildi. 1952'de Menderesspor'da başladı, Sümerspor'un ardından 1954'de Altay'a transfer oldu. Altay'da iken Milli Takıma seçilme onuru yaşadı. Milli futbolcu sıfatıyla, Beşiktaş'a transfer oldu. Ardından da İzmirspor ile Karşıyaka forması da giydi. 18 yıl futbol oynadı, 16 yıl da antrenörlük yaptı Doğan Akı ağabeyimiz. Altay'ı Büyük Altay yapan, dönemin futbolcularındandır. O yıllarda hiç yenilmiyorlardı. Zerre kibiri, havası yoktu güzel insandı, mekânın cennet, ruhun şad olsun Doğan Akı kaptanım.
ORGANİKÇİ, ŞOFÖR, GÖZLEMCİ
Amatör kümenin kahrını, çilesini çeken hakemlerdendi. Masterler, Veteranlar'da maçlara çıktık birlikte. Dal gibiydi, geçirdiği rahatsızlıklar sabır isteyen cinstendi. Kullandığı, kullanmak zorunda kaldığı ilaçlar kilo aldırdı. Önce sağlık, önce can. Hüseyin Kaçaro da gözlemciye başladı, devam ediyor. Ağır görevine rağmen, gözlemciliği aşkla, şevkle yapıyor. Buz gibi İzmir akşamında tribünde yerini alıyor. İZULAŞ'ta hat otobüsü şoförü, kibar, halktan, halkın içinden, kaba saba davrananlardan değil. Sporun içinden geldi çünkü. İnsanı tanıyor, seviyor, biliyor. Herkesin sorunu var farkında. Aynı zamanda Herbalife Nutrition'da Distribütör, Kaçaro Organik, Doğal ve Yerel Ürünler işi de var. Giritlilerden, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi mezunu. Kolay gelsin, ben yapmıyorum gözlemcilik, ama sen yapmazsan Ayhan Önal yapmazsa, ne olacak. Meydan boş kalmasın, aman ha.