Çok severim, güvenirim, takdir ederim. Çok delikanlı, onurlu, karakterli, kişilikli bir spor insan var, hem de bu devirde. Adı da Hilmi Bayer. Yıllardır tanır ve severim. Sahalarda hiç görmediğim, top oynamayan, hakemlik yapmayan, ter dökmeyenleri önemli mevkilerde, kravatlı görünce, bir de garip, insani olmayan kararlar verince, kahkahalarla gülüyorum. Yaşamamışlar ki, yaşamadılar ki, bilemezler ki. Nasıl, ne diye, niçin, ne hakla karar veriyorlar. Onlarca gencin geleceğine. Sporda görev bahane, geleceğe siyasi yatırım şahane.
BEŞİKTAŞ'IN YEDİĞİ 4.GOL VAR YA...
Bugüne dek hiç beğenmediğim, spor insanıdır. Manken gibi fiziği, boyu posu ile bugünlere kadar gelen bir de FİFA Kokartı takan hakemdir, Hüseyin Göçek. Az mı Göztepe'yi yaktı gitti. Objektif baktığım halde. Ama bu kez, belki de ilk kez evet evet ilk kez beğendim. Yenilen takımın başkanı, yöneticileri beğenmese de Allah'ı var iyi idi, 4-0'lık Giresunspor - Beşiktaş maçında. Her ne kadar VAR'a gitmeden, danışmadan karar veremese de verdikleri doğruydu. Buna da razıyım. Gelelim o pozisyona, 4.gole. Üçü futbolcu biri de hakem toplamda 4 kişi tarihi fırsatı kaçırdı. Üçü de yabancı, hakem yerli.
HAKEMLİĞİNİ BÖYLE BİTİRSİNLER
Kale boş, kaleci yerde. Öttür düdüğünü, durdur oyunu, ölür müsün ? Kes atağı. Yapmadığın şey mi Hüseyin. Az mı net gollük atakları, kestin. İnsanlık namına yapamadın, reklam uğruna yapsaydın bari. Hakemliğini mi bitirecekler. Böyle bir pozisyon nedeniyle bitirsinler. Zaten son yıllarda veda edenler ya ağlayarak ya da saatine bakmayı unutarak bırakmıyor mı ? Şöhretli bırakmak gerek, hem de reklamla. Dünya çapında birinci haber olurdun, MHK Başkanı bile yaparlardı seni. Bilmem kaç paraya yorumcu olur, ahkam keserdin. Üç futbolcunun yapamadığını bari sen yapaydın Hüseyin, hakem olan sensin de. Hatırlatayım.
FAİR PLAY ERHAN'A KALSIN
Yurtdışındaki şampiyonada hepimiz ağladık, gidiyordu. Başımıza geldi işte. Sen de çağır sağlık ekibini. Ya kalp krizi geçiriyorsa. Golden daha mı önemli insan hayatı. Irkçı değilim ama. 3'ü de yabancı yerde yatan kaleci ise Türk. El oğlu işte, diyesim geldi. Biri yerde gördü topu sürmeye devam etti, pasını yerdeki sporcu rakibine rağmen verdi. Dur, topu taca at. Atmadı, atamadı. Takım arkadaşı bile kaleci Mert'in üstünden atladı, derdi topu yakalamak. Bu kadar da saplantı, şartlanmışlık olmaz. Uç yakala topu, penaltı olsun. Zaten 4 olacak belli. Hiç yapmadığın şey mi ? Hele sen Champness, sana demeli ? Gol atmak görevin tamam. Bunun için para alıyorsun ona da eyvallah. Kaleci yok, yerde yatıyor, boş kaleye topu yollamak, bir de sevinmek de neyin nesi ? Bir baksana yere, yanına. Sporculuğa, delikanlılığa sığar mı ? 3-0 önde takımın üstelik. At topu taca, atma o golü. Haramdır, hak edilmeyen goldür. İki çıkarımım, sevincim var, bu konuda. Mert'in kalp yönünde sorunu yok, yaşıyor, şükür, bir de bizim Altaylı Erhan Çelenk kardeşim Fair-Play ödülünü alacak. Hem de yerli futbolumuz.
HÜKMEN YENİK SAYMAYIN
PCR'ı kabul etmiyorlar, illa aşı kartın olacak. Yoksa maça çıkamazsın. Oysa tribünde, tel örgülerin dibinde o kadar çok sayıda, maskesiz var iken. Olan da maskesini çene altına bağlarken, ağzı burnu açıkta. Onlar da aşı var mı ? Aşılı 9 oyuncu yoksa, 8 oldu mesela. Sahaya çıkamadığın gibi, 3-0 hükmen mağlubiyeti yapıştırıyorlar. Hiç de insani değil, etik değil, ahlaki değil, insan haklarına da aykırı. Kontrolü yapanlar sağlık görevlileri, listeleri onlar kontrol ediyor. Topu da sağlıkçılara attılar, geçtiler. Sorumluluk karar verenlerden çıktı. Sağlıkçı gelmediyse, saha komiserine yük biniyor. Kontrol görevi onlarda oluyor. Bir de bununla uğraşıyorlar.
EMNİYET YOKSA OYNANMIYOR DA
Güvenlik gelmezse, maç oynanmıyor. Güvenlik olduğu halde olay çıkan onlarca maç sayarım. Hakemin yetkisi var. Sanki hakem sadece kendi canını düşünüyor. Oynatmıyor. Doğru, tamam da. Sağlık görevlisi olmadan maçlar niye oynanıyor. Oynanmasın. O da can. Kanaması oluyor, başına darbe alıyor, iç kanamada olabilir. Bir an önce hastaneye sevki gerekiyor. Bakıyorsunuz ambulans yok, sağlık görevlisi yok. Emniyet yoksa can var, sağlıkçı yoksa can yok mu ? Yönetmeliklerde yok, ekleyin bize ne ? Kim, kimle oynuyor, insan için değil mi ?
AMATÖRÜN METİN KURT'UDUR
İşte bu değerli spor insanı Hilmi Bayer'e destek olan yok, arkasında duran yok. Korkuyorlar, niye korkuyorsunuz ki. Sizin canınız tatlı değil mi ? Sizin evladınız yok mu oynayan. Onun da sağlıkçıya ihtiyacı olmayacak mı ? Ak saçlı insan evladı, sevgili hocam sizin haklarınıza da sahip çıkıyor. Yeni neslin Metin Kurt'udur, Hilmi Bayer kaptanım. Geçmişte yaptı, göstermelik önlemler alındı. Ya şimdi. Haydi vakit hizmet vakti.
KORKMAYIN HİLMİ BAYER'E DESTEK OLUN
'Sağlıkçı olmadığı gerekçesiyle maça çıkmayan takımlara hükmen mağlubiyet veren zihniyet devam edecek ama biz de 2006 yılından bu yana sürdürdüğümüz boykotu devam ettirmeye kararlıyız' Altınırmak Spor Kulübü. Dediler ve maça çıkmadılar. Sonuna dek yanınızdayım. 'Önce sağlık, önce can' yanlısıyım. Güvenlik yoksa maçı oynatmamak cesaret ise, sağlıkçı yoksa maçı oynatmamak daha büyük cesarettir. Var mısınız ? Cesurları görelim.
TALİMATA EKLEYİN, ÇOK MU ZOR ?
Hastadır, nöbetten çıkmıştır, görevine gidememiştir sağlık görevlisi kardeşimiz. O da insan. Suçu bir kişiye yüklemek değil derdimiz, sistem hatalı, düzen saçma. Tekrar üstüne basa basa yazıyorum. Güvenlik yoksa oynanmıyorsa, sağlık yoksa da oynanmamalıdır. Bizim ülkemiz gariptir, illa bir somut kötü örnek olması gerekir. Bu beklenmemelidir. Hayat çok kısa, yaşamak zor, ayakta kalmak hiç de kolay değil. Sporun ileri gelenleri, gerçekten amatörü sevenler bir araya gelse, bu işi 5 dakikada çözerler. Var mısınız ? Adınızı hayırla, sevgiyle anarlar. Yoksa...
DENİZLİLİ AYŞE SARIKAYA BAŞKANIMI AYAKTA ALKIŞLIYORUM
Spor örnek olunması gereken bir alandır. Spor ile uğraşandan kötü insan çıkmaz, çıkmamalıdır. Eğer gerçekten spor için yapıyorsa, sporu seviyorsa. Sahaya çıkan, yetkisi olan, etkili olan spor insanlarının verdiği demeçleri de çok olumlu ve yerinde bulurum. Sporcu örnek olmalıdır. Her ağzına geleni, aklına eseni söylememelidir. Dedik ya ters yönde örnek alanlar çok sayıda. Güzel demeç veren, hassas konuları gündeme getirenleri de çok takdir ediyorum. Denizli ASKF Başkanı Ayşe Sarıkaya, adaylığını koyup, seçimlerde zafere ulaştığından beri takip ve de takdir ediyorum. Sosyal mesajlar veriyor, örnek oluyor. O kadar erkeğin olduğu yerde. Teşekürler Ayşe başkanım, yolunuz açık olsun, devam, bu yolda devam. 'Kadına, sahada şiddete, şiddetin her türlüsüne el kaldırın Ayşe Sarıkaya, Denizli ASKF Başkanı, olay budur.
ASLINDA NE DEDİ
Avrupa'da başarılı olunca çok seviniyorum. Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, derbi yenilgisi sonrası 'Marsilya maçının öneminin önüne herhangi bir şeyi geçirmek istemiyorum', dedi. Demek yaptığı da oluyormuş. Her şey kendi elinde, başka zamanlarda istediği zaman herhangi bir şeyi öne geçirip gündem diye, dikkatimize sunuyor. Biz de o kısma dikkat kesiliyor. Başka tarafı unutuyoruz. Önümüze ne koyuyorsa, o konularla meşgul oluyoruz. Profesyonellik bir de büyük hoca olmak, böyle bir şey olsa gerek.
SUSSAN BİR TÜRLÜ
Aynı zamanda Trabzonspor Kulüp Başkanı da olan, Kulüpler Birliği Başkanı Ahmet Ağaoğlu, 14 kulübün hakemler hakkında ilk yarı bitene kadar konuşmama kararı aldığını bildirdi, şöyle dedi; 'Hakemler hakkında konuşmayacağız'. Konuşmak isteyince konuşuyorlar, konuşmak istemeyince konuşmuyorlar. Konuşmama imkânınız var demek ki, o zaman da konuşmayın. Ortamı germeyin, hakkınızı başka türlü almak için uğraşın. 'Sustu Trabzonspor lider oldu', 'Trabzonspor lider oldu da ondan susuyor', 'Şu an her şey tıkırında susacak tabi', 'Kazanan susar, kaybeden konuşur' deniyor, konuşan konuşana. Takımı zaten iyi gidiyor, kazanıyor. Kulüpler Birliği sustu ama bu kez vatandaş konuşuyor, bunları diyor. İlla konuşan olacak, endüstriyel futbolumuzun yapısında, fıtratında bu var. Konuşun ama doğru konuşun, hakaret olmasın yeter.