TİTAR Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Doğan, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Bayındır Süt İşleme Fabrikası ve Ödemiş Et Entegre Tesisi'nde yaşanan süreçlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Doğan; "Bir anlamda üretim için siz ciddi bir proje ortaya koyuyorsunuz, başlıyor. Sonra bunu durduruyorsun. Bu doğru bir politika değil. Umarım bir an önce bunlar aşılır. Bir biçimde bu tesislerin işletilmesi lazım" dedi.
"Organik zeytinyağı ve zeytin üretimi düşünüyoruz"
TİTAR Tarım olarak sürdükleri yeni çalışmalardan bahseden Doğan; "Gıda ile ilgili beslenme ile ilgili üretimle ilgili bütün dünyada problem var, sorun var. Bunun bir kısmı yanlış politikaların uygulanması nedeniyle bir kısmı nüfusun önemli ölçüde artması dolayısıyla. Bir diğer problem de doğadan kaynaklı yani mevsimsel iklimsel değişimler; sıcaklıktaki artışlar, yeraltı sularının çekilmesi gibi. Bütün bu problemler üst üste geldiği zaman bir biçimde sizi düşündürüyor. Öyle olunca biz de yeni arayışımız ne olabilir? Bütün bu olaylar karşısında nasıl bir takım tedbirler alabiliriz? Bütün bu şartlara uygun nasıl üretim yapabiliriz, nasıl katkıda bulunabiliriz diye düşünüyoruz. Bu düşünceden yola çıkarak da biz kendi işletmemizde özellikle kendi zeytin ağaçlarımızdan elde ettiğimiz ürünlerle organik zeytinyağı ve zeytin üretimi düşünüyoruz. Bununla ilgili bir tesis kurmaya başladık. Bunu yapacağız. Olabildiğince daha sağlıklı gıdayı topluma ulaştırmaya çalışacağız. Bir diğer taraftan defne dikimi ile ilgili özellikle kozmetik sanayinde diğer taraftan yine insan sağlığı ile ilgili ciddi yararları faydaları olduğu için sağlık açısından kullanılabilecek bir ürün olması nedeniyle ciddi oranda bir defne dikimi yaptık. Bir diğer taraftan da en azından kendi işletmemizin elektrik enerjisini karşılamak üzere bir GES projemiz var. Son aşamasına geldik, onu da uygulamış olacağız. Böylelikle en azından kendi çapımızda olabildiğince faydalı işler yapmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
"Bu yaz çetin geçecek"
"Bu yaz çetin geçecek" diyen Doğan; "Tarım ve hayvancılıkta biz çıkmaza doğru gidiyoruz. Şimdi görünen o ki bu yaz biraz çetin geçecek gibi. Su kısıtı nedeniyle üretim yapılmayacak. Biliyorsunuz Aydın bölgesi için valiliğin bir açıklaması var. Aydın'da üreticilerin yüzde ellisi su kullanamamış olacak. Aydın önemli bir havza. Yani bizim Büyük Menderes dediğimiz önemli bir Havza Türkiye'de. Şimdi siz bu kadar önemli olan bir havzada üretimle ilgili yüzde ellisine su veremeyecek olursanız bu şu anlama gelir. Yüzde elli oradaki üretici ekemeyecek, dikemeyecek, ürün kaldıramayacak, birçoğu ekonomik bunalımlarla karşı karşıya kalacak. Aynı zamanda görünen o ki bizim soframızdaki her bir mamul daha pahalıya mal olacak. Şimdi mesela bu sene kışın insanlar çok şey dikmedi biliyor musunuz? Yani ben özellikle havzayı geziyorum, çok fazla kışlık diken olmadı. O nedenle dikkat ederseniz mevsim sebzeleri olması gerekenden pahalıydı. Niye pahalı? Çünkü vatandaş ekip dikmedi tarlalar boş kaldı ya da onun yerine başka ürünler dikmek durumunda kaldı. İnsanlar buğday, arpa neyse onu ektiler. Niye bunu yaptı insanlar? Çünkü bir önceki sene zarar ettiler. Bir önceki sene ektikleri diktikleri ürünler tarlada kaldı. O nedenle ekmediler, dikmediler. Şimdi bu doğru bir politika değil. Bizim bir biçimiyle üreticiye güvence vermemiz lazım. Bir biçimiyle bir perspektif sunmamız lazım. Üretici güven politikasına dayanarak üretmeli ve mutlaka para kazanabilmeli" dedi.
"Sağlıklı nesillerin gelememesi bir ülkenin beka sorunudur"
Çocuklarda yetersiz beslenme ile ilgili konuşan Doğan; "Sağlıklı nesiller geliştiremiyor iseniz, arkadan sağlıklı nesiller gelmeyecekse inanınız, bu bir ülkenin aynı zamanda beka sorunudur. Nüfusun çokluğu bir şey ifade etmiyor. Nitelikli nüfus yaratmak çok önemlidir, kıymetlidir. Nitelikli nüfus da şüphesiz daha anne karnındayken beslenme ile başlıyor. Dolayısıyla ilkokul çağındaki çocuk, eğer sabahleyin doyurucu sağlıklı bir şekilde gıdasını alamıyorsa besinleri alamıyor ise o çocuğun sağlıklı bir şekilde öğrenim görmesi, sağlıklı bir şekilde yaşaması mümkün değil. Nitekim özellikle dar gelirli kesimlere gittiğinizde bunu çok iyi fark ediyorsunuz. Şimdi buna dahi kavuşamayan bir çocuk yeterince beslenemeyen bir çocuk bu ülkenin geleceği için ne kadar umut olabilir?" diye sordu.
"Bu tip tesislerin bir şekilde işletilmesi lazım"
Bayındır Süt İşleme Fabrikası ile Ödemiş Et Entegre Tesisi'nde yaşanan süreçlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Doğan; "Yerel seçim öncesi görüşmüştük Cemil Bey ile orada bir takım önerilerimizi, düşüncelerimizi zaten anlatmıştık. Seçildikten sonra görüşme şansımız olmadı. Doğrusu şu ana kadar tam olarak ne yaptıkları noktasında da bilgi sahibi değiliz. Hatta Tunç Bey döneminde yapılan Bayındır'daki süt testinin de kapatıldığı söyleniyor ya da işçilerin işine son verildiği söyleniyor ya da belki de bir beklemeye alındı. Tam bilemediğim için yanlış bir ifadede bulunmak istemem. Şimdi bir anlamda üretim için siz ciddi bir proje ortaya koyuyorsunuz, başlıyor. Sonra bunu durduruyorsun. Bu doğru bir politika değil. Diğer taraftan Ödemiş'te et testi ile ilgili benzeri bir problemin olduğu söyleniyor. Umarım bir an önce bunlar aşılır. Bir biçimde bu tesislerin işletilmesi lazım. Hem üretici açısından bu tesisler çok önemli hem de tüketici açısından çok önemli. Yani siz bu tesisler aracılığıyla üreticinin ürününü değerlendirirken aynı zamanda alım garantisi sağlarken diğer taraftan da tüketiciye daha sağlıklı ve daha uygun maliyetlerle temin etmiş oluyorsunuz" dedi.
"Kırsalı yeniden inşa etmeliyiz"
1950-60’lardan sonra Türkiye’de sanayi sektörünün gelişmesiyle birlikte kırsaldan kentlere büyük bir göç yaşandığını belirten Doğan; "Kırsalı biz boşalttık, çeşitli nedenlerle. Bunun en büyük nedenlerinden birisi 1950-60’lardan sonra Türkiye'deki sanayideki gelişmelerle oldu. Doğal olarak sanayide işçi lazımdı, apartmanlarda kapıcı lazımdı, sokaklarda çöpçü lazımdı. Biz bir biçimiyle insanları kentlere davet ettik" ifadelerini kullandı. "Kentlere insanları davet ederken bu insanlar nerede yaşayacak, nerede yatıp kalk