CHP İlke ve Demokrasi Hareketi'nden Kemal Kılıçdaroğlu'na çağrı: Aday olmayın.

CHP İlke ve Demokrasi Hareketi'nden Kemal Kılıçdaroğlu'na "Kurultayda genel başkan adayı olma" çağrısı!

Sözcülüğünü Prof. Dr. Örsan Öymen'in yaptığı CHP İlke ve Demokrasi Hareketi, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Kurultayda genel başkan adayı olmaması'na yönelik çağrıda bulundu.

"KURULTAY’DA GENEL BAŞKAN ADAYI OLMAMANIZ EN DOĞRUSU OLACAK"

CHP İlke ve Demokrasi Hareketi, bugün; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na hitaben yazılan mektubu internet sitesinde yayınladı.

Eski CHP PM üyesi ve CHP İlke ve Demokrasi Hareketi Sözcüsü Örsan Kunter Öymen adına kaleme alınan mektupta şu ifadelere yer verildi:

Sn. Genel Başkan:

Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinin ardından partimizde başlayan kongre ve kurultay süreci hakkındaki görüşlerimizi tarafınıza aktarmak amacıyla bu mektubu yazıyoruz.

Şahsınızın, örgütlerin ve parti üyelerinin son seçimlerden önce ortaya koyduğu yoğun emeklere ve çalışmalara rağmen, seçim ne yazık ki kaybedilmiştir.

Bu CHP açısından kaybedilen ilk seçim olsaydı, şüphesiz ki partimizde yönetimin değişmesi konusunda bu kadar yoğun bir tartışmayı yaşamıyor olacaktık. Ancak ne yazık ki CHP, sizin genel başkanlığınızda girilen tüm seçimleri, 13 yılda girilen 12 seçimi kaybetmiştir. Bu seçimlerin içinde 5 milletvekilliği seçimi, 3 cumhurbaşkanlığı seçimi, 2 referandum ve 2 belediye seçimi vardır. 2019 belediye seçimlerinde İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya gibi bazı kentlerin kazanılmış olması kısmen bir başarı olsa da, Türkiye genelinde o seçim de kaybedilmiştir.

Ayrıca sizin genel başkanlığınız döneminde CHP’nin oyu %22-26 aralığının üzerine çıkamamıştır. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde alınan %48 oy da, daha önceki iki Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefet partileri Cumhurbaşkanı adaylarının aldığı toplam oy ile aynıdır. Sizin Cumhurbaşkanı adayı olmanızla bu oy oranında da bir yükselme gerçekleşmemiştir.

Söz konusu seçimlerin kaybedilmesinin birçok nedeni vardır. Hükümetin uyguladığı baskılar da bu nedenlerin arasında sayılabilir. Ancak CHP yönetimindeki hataların ve bilinçli ortaya konan tercihlerin de, bu seçimlerin kaybedilmesinde çok önemli bir etkisi olmuştur. Bunlar ana hatlarıyla şöyle özetlenebilir:

    Parti içi demokrasinin yeterli bir seviyede uygulanmamış olması; politika ve strateji konusunda alınan kararlarda, parti örgütünün ve organlarının devre dışı bırakılması; üst yönetimde oligarşik bir yapının kararları alması nedeniyle, politika ve strateji konusunda büyük hataların yapılması; tutarlı, güven veren, ikna edici politikaların ve stratejilerin yeterli bir biçimde geliştirilememiş olması; ayrıca söz konusu oligarşik yapı nedeniyle de, ülke çapında sandıkların tamamında hakimiyetin kurulamamış olması.

    Başta laiklik olmak üzere, partinin parti programında ve tüzüğünde ifade edilen kurumsal kimliğinin ve temel ilkelerinin büyük ölçüde bertaraf edilmiş olması; parti içinde bu ilkelere aykırı bir kadrolaşmanın gerçekleşmiş olması; partinin kimliğinin ittifak sürecinde yok edilmiş olması; bu nedenle partinin seçmeninin, tabanının, örgütünün bir yabancılaşma yaşayarak, seçime yönelik motivasyon sağlayamaması; parti yönetiminin, popülist ve tutarsız politikalar nedeniyle, halka güven vermemiş olması.

    Devletçi, kamucu, halkçı, sosyal demokrat ve demokratik solcu ekonomi politikalarının yeterli ve somut bir biçimde geliştirilmemiş ve halka aktarılmamış olması; demokratik, laik rejimi tehlikeye atan kritik gelişmelerde, anayasanın 34. maddesinin tanıdığı hak çerçevesinde, kitlesel protesto eylemlerinin, parti yönetimi tarafından zamanında, etkili ve yeterli bir biçimde örgütlenmemiş olması, örgütlenen eylemlerin de, gecikmeli olarak devreye sokulması.

    Milletvekilliği listelerinde, oy oranı çok düşük olan ittifak içindeki siyasi partilere, seçilebilecek sıralardan orantısız sayıda fazla milletvekilliğinin verilmiş olması, CHP’nin kendi milletvekili aday adaylarının listelerde yer bulamamış olması; CHP milletvekili adaylarının da önseçimle belirlenmemiş olması; bu nedenle örgütün, tabanın ve seçmenin de motivasyonunu önemli bir ölçüde yitirmiş olması.

Seçimlerden sonraki süreçte de, seçim yenilgisi konusunda yönetim tarafından gerçekçi bir analizin ve özeleştirinin ortaya konmaması; yönetimi eleştirenlerin disiplin cezası ve partiden ihraç ile tehdit edilmeleri; ilçe ve il başkanlarının görevden alınmaları; genel başkanlık konusunda, parti üyelerinin tamamını dürüstlük konusunda zan altında bırakan açıklamaların yapılması; partinin yetkili organlarının bilgisi olmadan, başka bir siyasi partiyle gizli ve kişisel bir protokolün yapıldığının ortaya çıkması gibi gelişmeler de, partide birlik ve beraberliği sağlamak yerine, partide yeni kutuplaşmalara ve hayal kırıklıklarına neden olmuştur.

Bu genel manzara ve genel başkan olduğunuz dönemde CHP’nin hiçbir seçimi kazanmadığı gerçeği dikkate alındığında, teokratik bir diktatörlük rejiminin yaşandığı bu karanlık yıllarda, CHP’nin ve Türkiye’nin geleceği için, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin yeniden inşa edilmesi ve cumhuriyetin korunması için, ayrıca şahsınızın da daha fazla yıpranmaması için, demokrasinin ve siyaset etiğinin bir gereği olarak, yerel seçimlerden önce Kurultay’ın yapılmasını sağlamanız, önümüzdeki Kurultay’da genel başkan adayı olmamanız ve bunu en kısa sürede açıklamanız, Kurultay’daki genel başkanlık yarışında herhangi bir aday adayını desteklemeden tarafsız kalmanız ve kongre-kurultay seçim sürecine müdahale etmemeniz, en doğrusu olacaktır.

Bu görüşlerimizi dikkate alacağınızı umut ediyoruz.

Saygılarımızla,

CHP İlke ve Demokrasi Hareketi adına

Prof. Dr. Örsan K. Öymen

CHP İlke ve Demokrasi Hareketi Sözcüsü

CHP eski Parti Meclisi Üyesi

CHP Kurultay Onur Üyesi"

CHP